SÜLEYMAN ÇELEBİ TARAFINDAN YAZILAN MEVLİT HAKKINDA…
İstanbul Üsküdar'dan Sayın EMİN AKDOĞAN soruyor:
SORU: Süleyman Çelebi'nin yazdığı Mevlit; Dini hayatımızın adeta bir parçası olmuştur.
Anadolu’da ölen kişilerin arkasından veya dini gecelerde mutlaka mevlit okunuyor.
Başka bir deyişle ölen kişinin ailesi mutlaka mevlit okutuyor.
Bazı kimseler ise Mevlit ’in bidat olduğunu söylüyor.
Ben Mevlit ’in tarihçesini öğrenmek istiyorum.
Mevlit yazarı Süleyman Çelebi kimdir? Mevlit ne zamandan beri okutulmaktadır?
CEVAP: Süleyman Çelebi (d. 1351?, Bursa – ö. 1422, Bursa) 14. yüzyıl Bursa Ulu Camii İmamı, mutasavvıf)Süleyman Çelebi Türkçe “ Mevlit” adıyla bilinen “Vesiletün Necat” adlı mesnevinin yazarıdır. Bursa’da doğmuştur.
Kaynaklarda Süleyman Çelebi’nin doğum tarihine dair bir kayda tesadüf edilmemektedir.
Ancak, Süleyman Çelebi'nin Mevlidi 60 yaşında yazdığı ve eserin 1409 (H.812) senesinde bittiği, en eski olarak bilinen nüshasında mevcut bir beyte istinat etmektedir.1422 (H.825) senesinde vefat ettiği bilindiğine göre, onun 1351 (H.752) senesinde doğduğu neticesi çıkmaktadır.
Sultan Birinci Murat Hanın vezirlerinden Ahmet Paşa’nın oğlu, Şeyh Mahmut Efendi’nin torunudur.
Süleyman Çelebi, Bursa’da asrının ileri gelen âlimlerinden ilim tahsil etmiştir. Büyük bir âlim olarak, Sultan Yıldırım Bayezid zamanında Dîvân-ı hümâyûn imamı, sonra da Bursa’da onun inşa ve ihya ettiği câminin imâmı olmuştur.
Eldeki bilgilere göre yapılan tahminler, Süleyman Çelebi'nin 1351-1364 arasında doğmuş olduğunu gösteriyor.
Tek eseri, Mevlit adıyla bilinen “Vesiletün Necat”dır. Fakat, nazmı bu kadar ustalıkla kullanmasını bilen bir insanın, başka eser yazmadığını düşünmek oldukça güçtür.
Belki, Timur'un ordusu Bursa'ya girdiği zaman, yakılıp yıkılanlar arasında Süleyman Çelebi'nin diğer eserleri de yok olmuştur.
Süleyman Çelebi'nin iyi bir eğitim gördüğü ve geniş bir bilgisi olduğunun başka bir kanıtı, Mevlitte tasavvufî bazı terimlerin kullanılmış oluşudur:“Zâtıma mir’at edindim zâtını
Bile yazdım adın ile adımı.”beytinde görüldüğü gibi Ahmet Yesevi‘yi hatırlatan ifadeler, onun sıradan bir kişi olmadığını açıklar.
Emir Buhari’den çok şeyler öğrendiği anlaşılıyor.
Mevlidin yazılmasına sebep diye gösterilen bir olay vardır. Söylendiğine göre Süleyman Çelebi, imamlığını yaptığı Ulu Cami’de, İran'dan gelen bir müderrisin vaazını dinlemiş. Bu müderris vaazında, dinler arasında da bir fark olmadığını, bütün kitaplı dinlerin hak din, bütün peygamberlerin hak peygamber olduklarını anlatmış.
Süleyman Çelebi, hayranı olduğu Hz. Peygamber’in öteki peygamberler safında değerlendirilmesine son derecede üzülmüş ve sevgili Peygamberine karşı duyduklarını, manzum olarak yazmaya başlamış…İşte bu sonsuz aşktır ki, Mevlit adıyla bilinen “Vesiletün Necat”ı ortaya çıkarmış….
Altı yüz yıldır, bütün İslâm dünyasının her dinî günde, doğumda, ölümde, bayramda okuduğu bu lirik eserin, bugün okunan biçimi ile, Süleyman Çelebi’nin yazdığı biçimin aynı olduğu söylenemez.
Zamanla bazı mısralarda kelimeler, bazen da mısralar değiştirilmiş, Türk halkının duygu ve düşünce kalıbı içinde yeniden oluşturulmuştur. Mevlidin bazı parçaları, ne kadar realist bir üslûpla yazılmışsa, bazı parçaları da sürrealist bir üslûpla kaleme alınmış gibidir:“Hem hava üzre döşendi bir döşek
Adı Sündüz, döşeyen ân ı melek.”beytinde olduğu gibi, doğu sürrealizmini yansıtan birçok parçalar vardır. Süleyman Çelebi’den sonra birçok şairler ve büyük şairler birer mevlit yazdılarsa da hiçbiri Süleyman Çelebi'nin eriştiği noktaya erişememiştir..Çünkü Süleyman Çelebi’nin Mevlidi “Sehl-i Mümteni” denilen bir sanat örneğidir.Çok kolay yazılmış gibi göründüğü halde, taklidi son derece de güçtür. Bu yüzden taklitleri tutmamış, halk yazılanların hiçbirini benimsememiştir. Oysa yazılan Mevlitlerin arasında, çok sanatkârane olanları vardır.
On üçüncü ve on dördüncü asırlarda Anadolu’da dini edebiyat büyük gelişme göstermişti.
On beşinci asırda Anadolu’da görülen kültür ve edebiyatın gelişmesi Osmanlı hanedanının mensuplarının yaşadığı alanlarda görülmeye başlamıştır.İkinci Murat, Fatih Sultan Mehmet, İkinci Beyazıt, Cem Sultan pek çok şiir yazmış Yıldırım Beyazıt'ın oğlu emir Süleyman da şairleri himaye etmiştir.
Bu arada kıymetli eserler ortaya çıkmıştır.
Mevlit; O dönemde yaşayan Süleyman Çelebi'nin yazdığı “Vesîletü’n-necat” isimli eseridir.
Süleyman Çelebi'nin hayatı hakkında fazla bilgi olmamakla birlikte Birinci Murat devri vezirlerinden Ahmet Paşanın oğlu olduğu söylenmektedir.
Yıldırım Beyazıt zamanında divan-ı hümayunda imamlık yaptığı bilinmektedir.
Mezarının nerede olduğu pek bilinmemekle birlikte Bursa Çekirge yolu üzerinde bulunduğu İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nde öğrencilik yıllarımda İslami Türk Edebiyatı öğretim üyemiz muhterem hocam Sayın Necla Pekolcay’ın tutturduğu ders notlarından anlaşılmaktadır.
Dr. Necla Pekolcay hocamızın anlattıklarından hatırımda kaldığı kadarıyla Süleyman Çelebi'nin yazdığı Mevlit’ inin İstanbul Kütüphanelerinde tespit edilebilen nüshalarının sayısı 51 adettir.
Sayın hocamız yaptığı araştırmada İstanbul Kütüphanelerinde 30 çeşit ve 100 nüsha Türkçe Mevlit tespit etmişti.
Bunlardan 48 tanesinin diğer şahıslara ait olduğunu belirtmişti.
Yine aynı araştırmasında İstanbul Kütüphanelerinde 71 nüsha Arapça, 55 adet farsça, 3 adet Arnavutça, 1 adet Kürtçe, 1 adet Rumca olmak üzere 81 adet mevlit metni tespit etmişti.
Herkesçe ve Boşnakça mevlit metinlerinin varlığından da bahsetmişti.
Merhum Necla Pekolcay hocamı buradan hayırla yâd ediyorum.
Mevlit; Peygamberimizin doğum yıldönümü kutlama merasimlerine özel ad olmuştur.
Mevlit merasimlerinin yapılması için 1231 yılında İbn Dıhye isimli bir din bilgini “kitabut-tenvir fi Mevlidi’s-siracii-münir.” isimli eseri yazarak Erbil Emiri Muzafferüddin Gökbörü’ye sunmuştur.İlk Mevlit merasimini kutlayan Muzafferüddin Gökbörü olmuştur.
Mevlit merasimleri bütün İslam aleminde kutlana gelmiştir.
Sultanahmet, Ayasofya, Süleymaniye, Hamidiye.. gibi selatin camilerde “Mevlit alayı” adıyla geniş kapsamlı kutlamalar 100′lerce yıl devam etmiştir.
Mevlit kandili de üçüncü Murad'ın emriyle umumî bayram günü ilan edilmiştir.
Hoşça kalınız.