İstanbul'da konuşan filozof Taha Abdurrahman: İnsanlığı çöküşten hikmete dayalı felsefe kurtarabilir
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı'nın Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından konferansın açılış konuşmasını yapan İslam Düşünce Enstitüsü ve Uluslararası İslam Düşünce Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Taha Abdurrahman'ı ağırlamaktan dolayı mutlu olduğunu dile getirerek, kendisini 1970'li yıllardan beri takip ettiğini ve eserlerini büyük bir iştiyakla okuduğunu söyledi.
"Hocamız, büyük bir ahlak filozofudur"
Abdurrahman'ın 30'u aşkın kitabının olduğunu aktaran Görmez, "Bunlar İslam'a ve onun sorunlarına içerden bakan metinler. Bütün dertlerimizi bizimle paylaşan böyle bir alimi tanımaktan son derece bahtiyarım. Genel olarak konuşacak olursak, iki tür yazar tipi var, sadece kitap yazanlar ve yazdıklarıyla ümmete hizmet edenler. O, bu ikinci kategoriye giren kıymetli bir isim. Tıpkı İmam Gazali gibi, Abdurrahman da ümmetin sorunlarını ele alan ve bugünün sorunlarına cevaplar araya bir mütefekkir" dedi.
"Müslüman filozof, kendi felsefi problemlerini bizatihi kendi oluşturmalıdır"
Hayatı boyunca birçok ödülün yanı sıra Türkiye'de 2020 Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü'ne layık görülen Prof. Dr. Taha Abdurrahman ise Türkiye'nin mazisiyle yeni görkemli geleceğini inşa eden, ilimle kendisini birleştiren ve "eman (güven) arayanları muhafaza eden" bir ülke olduğunu ve burada olmaktan dolayı da mutlu olduğu söyledi.
Faslı düşünür, İslam ile felsefe arasındaki ilişkiye dair birçok temel hususun bulunduğunun altını çizerek, "Müslüman filozof, başkalarının özgün bir çerçevede oluşturduğu felsefi problemleri kendine mal etmemelidir. O kendi felsefi problemlerini bizatihi kendi oluşturmalıdır. Aksi takdirde, başkalarından aldığı şeyleri İslam düşünce dünyasına adapte etmenin ötesine geçemez. İster içeriğe isterse biçime dair olsun, filozofun tasarladığı sorun, kendi gerçekliğiyle ve ümmetin yaşamıyla ne kadar ilişkili ise o kadar özgündür" değerlendirmesini yaptı.
"İslam'ın gelişinin ana gayesi, sadece insanı alçalmaktan kurtarmakla sınırlı değildir"
Abdurrahman, İslam ile felsefe arasında üçüncü olarak Müslüman filozofun vazifesinin, "nesnel bilimin kural tanımazlığı" ve "öznel bilginin değerden soyutlanması" sorunlarını bertaraf edecek yöntemler üzerine düşünmek olduğunu vurguladı.
"Sadece hikmete dayalı felsefe, insanlığı şimdiki ve gelecekteki çöküşten kurtarabilir"
Ahlaki değerlerin fıtrat üzerine kurulmasını ve yaygınlaştırılması gerektiğini de ifade eden Taha Abdurrahman, "Müslüman filozof kendini tanımalı, düşünce ve davranışlarında Hz. Peygamber'in ahlakını takip etmelidir. Müslüman bir filozofun Hz. Peygamber'i örnek alarak ulaşabileceği en yüksek mertebe 'sıddıkiyettir'" dedi.
Felsefenin bilimsel görüntüsünün felsefeyi aslından uzaklaştırdığına işaret eden Abdurrahman, "Bir diğer sorumluluğumuz da 'soyut akıl ile rasyonel akıl' arasında ayrım yapan ve ahlakı fıtrata dayandıran hikmet felsefesinin yenilenmesidir. Sadece hikmete dayalı felsefe, insanlığı şimdiki ve gelecekteki çöküşten kurtarabilir" şeklinde konuştu.
Yoğun ilginin yaşandığı konferans sonunda İSAM Başkanı Prof. Dr. Mürteza Bedir, Taha Abdurrahman'a hediye takdiminde bulundu.