8 Kasım zafer gününün anlamı ve derinliği
Ermenistan’ın toprak işgaline direnen Azerbaycan’da, cephedeki askere moral vermek amacıyla namıdiğer Ozan Arif tarafından seslendirilen “Ya Karabağ ya ölüm” şiiri, o zamanlar marşımız gibiydi. Bazı çocukluk arkadaşlarımız, Pionner Osman’ın sadık müşterileri olarak 85’lik hoparlörlerin yüksek baslı, Bol tiz veren ses sistemleriyle teknolojik donanımlı hale getirilen Doğan SLX marka araçlarının camlarını açarak, sokakları bu marşla coşkuyla arşınlarlardı. Kendileri araçlarında dinlerken, bize ve millete de dinletiyorlardı.
Şükürler olsun ki, Karabağ özgürlüğüne kavuştu. 2783 şehidimiz, “Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık” hakikatiyle hakka yürüdü. Bizler de tek millet olarak, sadece Şuşa’da yetişen Har-i Bülbül Çiçeği’ni (Xarı Bülbül) şehitlerimizin hatırasına nişan yaptık. Mevlitler okutarak kahramanlarımızı rahmet ve minnetle yad ettik. Her “karabağ” da, belki de her “kara” deyişte yeniden ve daima anmaya devam edeceğiz.
Parmaklarım bu cümleleri sizlere ulaştırmak için hareket ederken, Azerbaycan’ın Mehmet Akif’i olarak bildiğimiz Ahmed Cavad’ın, “Çırpınırdın Karadeniz, Bakıp Türk’ün Bayrağına” şiirini dinleyerek hislendiğimi de paylaşmak isterim. Biz tek millet, iki devlet olmaktan da öte; kardeşlikten de öte, yürekdaş bir milletiz.
Bizim anılarımıza hürmeten 10 Kasım günü yerine 8 Kasım gününü zafer ilan eden Azerbaycan’da; Xarı Çiçeği, Karabağ’ın özgürlüğünün nişanı oldu. Geçmişte de laleler bir nişan olmuş ve şiirlere nakışlanmıştı.
1918 yılında Rus-Ermeni-İngiliz ittifakı ile katliama maruz kalan Azerbaycan Türklerine yardıma giden Türk askerlerini lalelere benzeten Azerbaycanlı şair Telman Hacıyev’in şiirini hatırlar mısınız?
“Meylim üzündeki gara haldadır,
Hicranın elaci ilk vüsaldadır.
Ne vahdır aşığın gözü yoldadır,
Bir gonağgelesiz bize laleler.”
Telman Hacıyev’in “Laleler” şiirini yazmasına neden olan olaylar; Ermenilerin ve Rusların Bakü’de ve Azerbaycan’ın diğer bölgelerinde masum sivil Türklere karşı başlattıkları katliamlardan kaynaklanmaktadır. Mehmet Emin Resulzade Osmanlı devletinden yardım talep etmiş ve talebine Hızır gibi yetişilmiştir.
Padişahın talimatıyla Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu, Azerbaycan’a sefere çıkmıştır. Gence’de Ermenilerle karşılaşarak, çıkan çatışmaların ardından Ermeniler teslim olmuş ve Gence, Ermeni zulmünden kurtarılmıştır.
Bu toprağın çocuklarından Telman Hacıyev’in “Laleler” şiirini, Ahmed Cevad’ın “Çırpınırdın Karadeniz” eserini silmek mümkün müdür?
Fakat ne olduysa, bir dönem geldi ve birileri “Hepimiz Ermeniyiz!” diye meydanları doldurdu. Şaşırmıştım…
Türk olmanın, bir olmanın ve bu cennet için kan ve ter dökmenin onur ve haysiyetini nasıl olur da unuturduk. Bize bunu nasıl unuttururlardı? Çıldırırdı Karadeniz türküleri, laleleri solardı memleketin. Neyse ki bu şarlatanlıkların üstesinden de geldi aziz milletimiz.
Şimdi ozanlar, şairler, bestekarlar… hasılı tüm sanat ustalarımız, iftiharla tarihe not düşsünler eserleriyle… Karabağ desinler, Har-i Bülbül desinler, yeniden aşk desinler ve daima vatan desinler.
Bugün manalı bir gün ve 8 Kasım, Karabağ Zaferi’nin yıl dönümü dolayısıyla, bizler de “Ne mutlu Türküm diyene!” diyelim.
“Azerbaycan’da 8 Kasım Zafer Günü ve Tarihî Arka Planı”
8 Kasım, Azerbaycan’da “Zafer Günü” olarak kutlanmakta olup, İkinci Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan’ın kazandığı bir zaferi yani tarihî Şuşa şehrini Ermeni işgalinden kurtardığı günü simgelemektedir. İkinci Karabağ Savaşı, 27 Eylül 2020’de başlayıp 44 gün süren bir mücadele olarak Azerbaycan’ın avantajıyla sonuçlanmış ve özellikle Şuşa’nın kurtarılması bu sürecin kırılma noktalarından birini ortaya çıkarmıştır.
Zafer Günü’nün Azerbaycan’da her yıl 8 Kasım’da kutlanması, tarihi bir olayın anılması ötesinde, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne ve kültürel varlığına olan bağlılığının simgesi olarak görülmektedir. Bugün, Azerbaycan için bir dönüm noktası olup, halkın birliğini ve dayanışmasını pekiştiren bir millî bayram niteliğindedir. Azerbaycan’ın Karabağ üzerindeki tarihî hak iddialarını uluslararası arenada daha güçlü bir şekilde dile getirme imkânı sağlayan bu zafer, hem bölgesel hem de küresel düzeyde dikkat çekmiş ve güncel jeopolitik gelişmelerde etkisini göstermiştir.
Bu zafer, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü sağlamada gösterdiği kararlılığı ve ulusal kimliğinin derin bağlılığını ortaya koyarken, aynı zamanda Karabağ’ın tarihi ve kültürel mirasının korunmasına olan bağlılığını da gözler önüne sermektedir.
Azerbaycan’ın uluslararası alanda güçlenmesi, Ermenistan ile olan sınır anlaşmazlıklarının çözümüne yönelik önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak, 8 Kasım Zafer Günü, Azerbaycan’ın milli birlik ve dayanışmasını pekiştiren, tarihi bir dönüm noktası olarak anılmakta ve Türk Dünyası’nın geleceği açısından da büyük bir anlam taşımaktadır.
“Zaferimizin simgesi ‘Hari Bülbül’ nedir?”
Hari Bülbül (veya Kharibulbul), Azerbaycan’da, özellikle Karabağ bölgesinde yetişen nadir ve simgesel bir çiçek türüdür. Bilimsel adı Ophrys caucasica olan bu çiçek, daha çok Şuşa çevrelerinde yetişmektedir. Bu çiçek, Azerbaycan ve özellikle Karabağ halkı için büyük kültürel ve sembolik bir değere sahiptir. Karabağ’ın uzun süre işgal altında kaldığı dönemde Hari Bülbül, Azerbaycan Türkleri için zaferin, yeniden doğuşun ve ulusal birliğin simgesi haline gelmiştir.
"Karabağ Zaferi: Birlik ve Kardeşliğin Simgesi"
Ayrıca, Hari Bülbül Çiçek Festivali, Karabağ’ın kurtuluşu sonrasında Şuşa’da düzenlenen önemli bir etkinliktir. Bu festival, bu çiçeğin kültürel mirasını, doğallığını ve halk için ifade ettiği derin bayramı kutlamak amacıyla yapılmaktadır. Festival, Azerbaycan’ın Karabağ’a ve kültürel oluşumuna olan bağlılığını yansıtarak varlığını sürdürmekte ve bu çiçeğin sembolize ettiği umudu, dayanışmayı ve ulusal birliği gözler önüne sermektedir.
Bu zafer, 27 Eylül 2020'de başlayan ve 44 gün süren askeri harekâtı sonucu elde edilmiştir.
Azerbaycan’ın vatan muharebesi olarak duyurduğu 2. Karabağ Savaşı, 10 Kasım 2020'de Ermenistan’ın yenilgisini kabul eden bildiriye imza atmasıyla sona erdi.
“10 Kasım Yerine 8 Kasım Duyarlılığı: Zaferin Anılması ve Anma Geleneği”
Her ne kadar zafer, 10 Kasım 2020 tarihinde kazanılmış olsa da, kutlamalar Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün vefat kutlamasına denk gelmesi nedeniyle, 10 Kasım yerine 8 Kasım günü belirlendi. Bu iki tarihin ayrı ayrı kutlanması, her iki Türk ülkesinin kendi tarihi ve kültürel bağlarına sahip olduğu saygıyı ve bağlılığı yansıtmaktadır.
Bu bağlamda, 8 Kasım'ın zafer günü olarak kutlanması, Azerbaycan'ın ulusal birlik ve dayanışmasını güçlendirmekte ve Karabağ'ın tarihi ile kültürel mirasını yeniden ihya etmeyi amaçlamaktadır.
Bu kutlamalar, Karabağ'ın kurtuluşunun doğurduğu sıra zafer coşkusunu paylaşmanın yanı, Azerbaycan ile Türkiye arasındaki kardeşlik bağlarını da güçlendiriyor. Azerbaycan'ın Karabağ'daki zaferi, uluslararası platformda da derin yankılar uyandırmış ve bölgesel jeopolitik dengeleri yeniden şekillendirmiştir.
Bu nedenle, 8 Kasım'ın zafer günü olarak kutlanması, geçmişin derin izlerini içeren bir tarih kesitinin yanı sıra, geleceğe yönelik umut dolu bir vizyon olarak hafızalarımıza kazınmıştır.