SURİYE KRİZİNDE GÜNCEL GELİŞMELER
Giriş
Suriye’deki iç savaş, 2011 yılında başlayan rejim karşıtı protestoların şiddetle bastırılmasıyla başlayarak on yılı aşkın bir süredir bölgesel ve küresel aktörlerin de dahil olduğu karmaşık bir çatışmaya dönüşmüştür. 2024 yılına gelindiğinde, Suriye krizi yeni bir aşamaya girmiş ve özellikle muhalif güçlerin rejim kontrolündeki bölgelerdeki hızlı ilerleyişi, siyasi ve askeri dengeleri derinden etkilemiştir. Bu çalışmada, Suriye’deki son gelişmeler; askeri çatışmalar, uluslararası aktörlerin rolü, insani durum ve geleceğe yönelik senaryolar bağlamında detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
1. Askeri Gelişmeler: Cephede Yeni Dinamikler
2024 yılı sonlarına doğru Suriye’de silahlı muhalif gruplar, Halep, Hama ve İdlib gibi stratejik öneme sahip bölgelerde önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Özellikle Halep merkezine yönelik gerçekleştirilen kapsamlı operasyonlar, Esad rejiminin kontrolündeki savunma hatlarının “şaşırtıcı bir hızla” çökmesine neden olmuştur.
Halep ve Çevresindeki Durum:
- Muhalif gruplar, Halep merkezinde stratejik öneme sahip Halep Kalesi de dahil olmak üzere birçok bölgeyi ele geçirmiştir.
- Rejim, Halep’in kuzeydoğusundaki önemli bölgeleri geçici olarak YPG/PKK unsurlarına devretmiştir. Bu durum, bölgedeki güç boşluğunun terör örgütleri tarafından doldurulma riskini artırmaktadır.
- Halep-Şam otoyolu üzerindeki kontrol mücadelesi, lojistik hatlar açısından belirleyici bir öneme sahiptir. Bu bölge, hem rejim, hem de muhalif güçler için hayati bir ikmal yolu oluşturmaktadır.
Hama ve İdlib’deki Çatışmalar:
- Muhalifler, Hama’nın kuzey kesimlerinde rejim güçlerini zorlamış ve bazı köylerde kontrol sağlamıştır. İdlib’de ise muhaliflerin 108 yerleşim bölgesini ele geçirdiği rapor edilmiştir.
- Rejim karşıtı güçlerin bu ilerlemeleri, 2024 yılında daha önceki yıllara kıyasla muhaliflerin daha iyi organize olduklarını ve dış destek aldıklarını göstermektedir.
2. Uluslararası Boyut: Bölgesel ve Küresel Aktörlerin Rolü
Suriye’deki kriz, bölgesel güçler ve uluslararası toplumu içeren karmaşık bir diplomasi sürecine sahne olmaktadır. Rusya, İran ve Türkiye gibi bölgesel aktörler, çatışmaların gidişatını etkilemeye devam etmektedir.
Rusya ve İran’ın Rolleri:
- Rusya’nın Ukrayna Savaşı nedeniyle dikkatini bu bölgeye tam olarak verememesi, rejim üzerindeki askeri desteği sınırlamıştır. Ancak hava saldırılarıyla Halep’te sivil kayıplara neden olduğu belirtilmektedir
- İran, Esad rejimine destek sağlamak için Lübnan Hizbullahı ve kendi milis güçlerini devrede tutmaktadır. Ancak, bu destek sahadaki sonuçları değiştirmekte yeterli olamamaktadır.
Türkiye’nin Politikası:
- Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü PKK/YPG’ye karşı operasyonlarını sürdürürken, İdlib’deki sivillerin korunması için de diplomatik çabalarını artırmıştır.
- Türkiye’nin “Özgürlük Şafağı Operasyonu“, bölgedeki terör koridoru oluşturma girişimlerini engellemek amacıyla başlatılmış ve Halep’in kuzeydoğusundaki stratejik bölgelerde kontrol sağlanmıştır.
3. İnsani Durum: Sivil Kriz Derinleşiyor
Suriye’de devam eden çatışmaların en büyük mağduru, milyonlarca sivildir. Birleşmiş Milletler verilerine göre, sadece Kasım 2024’te 14.000 kişi yerinden edilmiştir.
- Göç Hareketleri: Çatışmalar nedeniyle binlerce kişi Halep ve Hama’dan kaçarak İdlib kırsalındaki kamplara sığınmıştır. Bu durum, zaten sınırlı kaynaklara sahip olan bölgedeki insani krizi daha da kötüleştirmektedir.
- Sivil Kayıplar: Halep’teki hava saldırılarında 16 sivilin hayatını kaybettiği ve 20 kişinin yaralandığı bildirilmiştir. Genel olarak, son çatışmalarda 311 kişinin öldüğü, bunların arasında 28 sivilin bulunduğu rapor edilmiştir.
4. Geleceğe Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler
Suriye’deki çatışmaların kısa vadede sona ereceğine dair bir işaret bulunmamaktadır. Ancak, uluslararası toplumun daha etkin bir şekilde devreye girmesi, insani yardımın arttırılması ve siyasi bir çözüm için daha güçlü bir irade sergilenmesi gerekmektedir.
Öneriler:
- İnsani Yardımın Artırılması: BM ve uluslararası yardım kuruluşlarının Suriye’nin kuzeyine yönelik insani yardım faaliyetlerini yoğunlaştırması gereklidir.
- Diplomatik Çözümler: Bölgesel ve küresel aktörlerin, çatışmaların durdurulması için daha yapıcı bir iş birliği içinde olması elzemdir.
- Sivillerin Korunması: Uluslararası insancıl hukukun uygulanması ve sivillerin korunması için taraflara baskı yapılmalıdır.
Sonuç Yerine
Suriye’deki son gelişmeler, ülkenin karmaşık iç savaşında yeni bir aşamaya geçildiğini göstermektedir. Muhalif grupların ilerleyişi rejimin kontrol kaybını hızlandırırken, siviller üzerindeki insani maliyet ağırlaşmaktadır. Bu bağlamda, daha kapsamlı ve etkili politikaların geliştirilmesi, sadece bölgesel değil, küresel güvenlik ve istikrar açısından da kritik önem taşımaktadır.
Oğuzhan MANİOĞLU