Fatiha okurken ne talep ediyoruz?
Yüce Yaratıcı, bedava verdiği günlük 24 saatin az bir kısmında Kendisine teşekkür etmek üzere karşısına gelmelerini kullarından ister. O'nun huzuruna çıktığımız bu anlarda okuduğumuz Fatiha Sûresi'nde ne talep ettiğimizi biliyor muyuz?
Allah'ın, saymaktan aciz olduğumuz nimetlerine karşılık O'na teşekkür etmekle yükümlüyüz. Bu teşekkürümüzü, dinî; bir kavram olarak, daha ziyade “şükür” kelimesiyle ifade ederiz. Allah'a dilimizle şükür ettiğimiz gibi, hal, hareket ve tavırlarımızla da şükrümüzü gösterebiliriz. Namaz, kulun Allah'a teşekkürünü ifade adına yaptığı ibadetlerin başında gelir.
Bu açıdan her mü'minin namazda okuduğu dua ve ayetlerin manasını bilmesi önemli. Fakat Arapça bilse, tefsirine vakıf olsa bile, bir insanın namazda kelime kelime, cümle cümle okuduklarının manasını düşünmesi doğru değil.
Çünkü, namaz bir tefekkür, bir fikir yeri değil, bir tezekkür, bir zikir mahallidir. Dolayısıyla namazda tefekkürden daha ziyade duruşumuzu belirtme, emredilenler doğrultusunda şükrümüzü ifade etmek durumundayız.
Namazda, genel olarak Allah'ın huzuruna, kulluğunu arzetmek üzere geldiğini düşünmek tavsiye edilir. Arapça bilenlerin namazda kelime ve cümle tahlilleri, yani tefsir yapmaları namazın ruhuna aykırıdır. Bununla beraber okunan ayetlerde neleri ifade ettiğimizi bilmek ve genel olarak bunları zihnimize getirip mülahazaya almak namazla irtibatımızı kuvvetlendirecektir.
‘Fatiha'yı kulumla aramızda ikiye taksim ettim'
Namazda Fatiha Sûresi'nin yerini anlatan Ebû Hüreyre'nin (radıyallahu anh) rivayet ettiği bir hadis-i şerife göre bu sûrede, Allah(cc) ile kul arasında bir paylaşmadan bahsediliyor:
Namazı, yani Fatiha'yı kulumla aramızda ikiye taksim ettim. Yarısı Benim, yarısı kulumundur. Kulumun Fatiha'da istedikleri kendisine verilecektir.”
* Kul “Elhamdülillâhi Rabbil-âlemî;n” dediği zaman, Allah: “Kulum Bana hamd etti.” der.
* Kul “Errahmânirrahî;m” deyince de: “Kulum Beni senâ etti.” buyurur.
* Kul “Mâliki yevmid dî;n” ayetini okuduğu zaman Allah: “Kulum Beni yüceltti.” der.
* Kul “İyyâke ne'büdü ve iyyâke nesteî;n” dediği zaman Allah: “Bu, kulumla Benim aramdadır, kuluma istediği verilecektir.” der.
* Kul, “İhdines sırâtal müstekî;m. Sırâtallezî;ne en'amte aleyhim, ğayril meğdûbi aleyhim veleddâllî;n” deyince Allah, “Sûrenin bu son kısmı sadece kuluma aittir ve kuluma talep edip istedikleri verilecektir.” buyurur. (Müslim, salât 38)
Namaz kılan mü'minler olarak, Yüce Yaratıcı'nın karşısında, O'nun yaptığı bu paylaşımı düşünüp ona göre hareket etmeliyiz. Vasıflarını bilip zikrettiğimiz Rahmân ve Rahî;m Rabb'imiz karşısında, mükellefiyet ve mesuliyetimizin şuurunda olmalı ve ona göre bir vaziyet almaya çalışmalıyız.
FATİHA OKUYANA İSTEDİĞİ VERİLECEK
Fatiha, Allah'tan bir talepte bulunmaktadır ve talep ettiği/etmesi gereken şeyin ne olduğunu da bilip ona göre davranmalıdır. Fatiha'yı okuyan bir kulun taleplerini kısaca şöyle özetleyebiliriz:
“Allah'ım, beni ifrat ve tefrit denilen iki aşırı ucun ortasındaki yola doğru yola hidayet et, ona ulaştırıp onda sabit kıl! Bu yolda Sen, beni şehvete düşürmez, gazaba uğratmaz, cerbezeye atmazsın... Bunakların, akılsızların, hissizlerin yoluna girmekten beni muhafaza buyur. Nebilerin, sıddî;kların, şehitlerin yoluna hidayet eyle. Gazaba uğramış mağdûbî;n ve yoldan çıkmış dâllî;n güruhundan eyleme beni Allah'ım!”
Bunlar kulun talebidir ve hadiste ifade edildiği gibi “Bu kula aittir ve kulun istediği verilecektir.”
Osman Karyağdı'nın Ailem Dergisi'ndeki yazısı için tıklayınız..