Nuriye Akman - Kâhininiz konuşuyor
Babasının vaktiyle yaşını 6 yıl büyüttüğü Sibel Can, mahkeme kararıyla gerçek yaşına kavuşsa da kendini daha genç hissedemeyecek.
Küçük bir kızken sahnelere çıkmanın bütün yaşamına ödettiği hangi bedeli geri alabilir ki…
Bülent Ersoy, gecenin 2,5'unda bir AVM'nin en pahalı mağazasını açtırıp 50 bin liralık alışveriş yapabildiği ve bu tehlikeli maceradan makyajsız yüzünün profilden tek kare fotoğrafıyla çıkabildiği için kendini mesut saymayacak. Sahip olduğu nesneleri günde üç kez değiştirse bile bitiremezken, daha geride satın alınmayı bekleyen milyonlarcası varken ve onlarla birlikte verilecek onca fotoğrafı düşünürken, ulu Tanrım ne zordur yaşamak!
Sinan Çetin'in daha evvel 28 kez trafik cezası alan oğlu Rüzgar Çetin, alkollü kullandığı aracıyla bir polisi öldürmek, bir polisi yaralama suçundan savcının istediği 22,5 yıllık cezayı almayıp hakim mesela 3 yıla hükmetse de mutlu olamayacak, para cezasıyla serbest kalsa da. Olaylar bu noktaya gelinceye kadar kişilik problemlerini çözemeyen biri ucuz kurtulduğuna sevinebilir belki ama kendine duyduğu nefreti etkisiz kılmadan nasıl bahtiyar olsun ki.
60'ına merdiven dayayan Mehmet Ali Erbil, hangi kumar masasından kalksa, genç kızlarla yaptığı hangi âlemden çıksa eğlenceye doymuş huzurlu uykulara dalamayacak. Tedavi olmak istemeyen bir hastaya hangi doktor yardım edebilir ki…
Aşk ve Gurur ve Zombiler
Edebiyat klasiklerinin çağdaş uyarlamalarında gelinen son noktayı görmek isteyen Aşk ve Gurur ve Zombiler'e gitsin. Ama zaten zamanımızın derinliğin her türünü reddeden ruhundan sıkılanlardansanız oturun oturduğunuz yerde.
18'inci yüzyılın sonlarında yazılıp, 19'uncu yüzyılın başlarında yayınlanan Jane Austen imzalı Gurur ve Önyargı romanının iskeletine zombileri yerleştirmişler. Hani şu ölmeye doyamayan canlı beyin yiyicilerini... Korkutuyor mu? Yoo. Güldürüyor mu? Yoo. Fazladan bir romans mı getirmiş? Yoo. Gösterişli kıyafetler içindeki güzel kızları kung fu savaşçısı olarak izlemeyelim mi yani? Kabul etmek lazım, işin bu kısmı gayet eğlenceli.
Jane Austen, Türkçeye Aşk ve Gurur olarak çevrilen kitabını 20'sindeyken yazdı ama kitap basıldığında 37'sindeydi. Kitabın kapağında dönemin anlayışı gereği adı yerine sadece kadın olduğu belirtiliyordu. 42 yaşında göğüs kanserinden ölürken, iki yüz yıl sonra adının bir erkek yazar; Seth Grahame-Smith'le birlikte anılmasından hoşlanmazdı herhalde. Kim bilir belki de kahramanlarının çarpıtılmış suretlerini perdede görmek eğlendirirdi onu da.