Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan: Karar, herkesi ve her kurumu bağlar
Anayasa Mahkemesi'nin gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği kararı tanımadığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile linç kampanyası başlatan iktidar medyasına cevap Yüksek Mahkeme Başkanı Zühtü Arslan'dan geldi.
Anayasa'nın 153. maddesini hatırlatan Arslan, “AYM'nin kararları herkesi ve her kurumu bağlamaktadır. Kınayanın kınaması da, övenin övgüsü de AYM'yi etkilemez.” dedi. Arslan, kararla ilgili iki günde 180 derece farklı yorum yapan AK Parti Grup Başkan Vekili Bülent Turan'a da göndermede bulundu.
Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'e tahliye yolu açan Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) özgürlükçü kararı için, “Karara uymuyorum. Saygı da duymuyorum.” diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile kararın ardından linç kampanyası başlatan yandaş medyaya cevap Yüksek Mahkeme Başkanı Zühtü Arslan'dan geldi. Arslan, “AYM'nin kararları herkesi ve her kurumu bağlamaktadır.” dedi. Arslan, karar hakkında önce ‘sevinçle karşıladık' yorumunu yapan ancak Erdoğan'ın çıkışının ardından ‘Anayasa Mahkemesi yetki gasbı' diyen AK Parti Grup Başkan Vekili Bülent Turan'a da göndermede bulundu. Arslan, isim vermeden bazılarının AYM'nin kararını beğendiklerini, aradan bir gün geçtikten sonra skandal diyebildiğini ifade etti.
Avrupa Birliği (AB) ile ortaklaşa yürütülen ‘Anayasa Mahkemesi'ne Bireysel Başvuru Sisteminin Desteklenmesi Ortak Projesi' açılışında konuşan Arslan, konuşmasının başında toplantının tarihiyle ilgili muhtemel spekülasyonlara açıklık getirdi. Toplantının yıllar öncesinden kararlaştırıldığının altını çizen AYM Başkanı, “Konu da zaman da manidar değil. Konferansın konusu yıllar önce belirlendi. Zamanı da aylar önce belirlendi.” ifadelerini kullandı. Demokratik hukuk devletini, ‘halkın yönetimin öznesi olduğu, siyasi iktidarı temel hak ve özgürlükleri korumak amacıyla sınırlandırdığı, hukuk kurallarının yönetilenler kadar yönetenleri de bağladığı devlet' olarak tanımladı. Arslan'ın görüşleri özetle şöyle:
AYM SADECE HAK İHLALİ KARARI VERİYOR: “Bireysel başvuru iddia edilen hak ihlallerinin olağan kanun yollarıyla halledilememesi durumunda devreye girmektedir. AYM bir süper temyiz mercii olarak görev yapmıyor. Bozma ya da onama kararı vermediği gibi, derece mahkemelerinin yerine geçerek de bir karar vermiyor. AYM, tutuklamaya ilişkin bir başvurucunun anayasal haklarının ihlaline yol açtığını tespit ettiğinde, bu durum başvurucunun itham edildiği suçu işleyip işlemediğine dair bir karar verildiği anlamına gelmiyor. Başvurucunun fiillerinin suç oluşturup oluşturmadığının tespiti yargılamayı sürdüren derece mahkemelerinin görevidir.”
TUTUKLULUK BAŞVURULARI ÖNCELİKLİ: “Başvuruların görüşme sırasına yönelik bazı tartışmaların yapıldığı tartışılmaktadır. Tüm mahkemeler gibi AYM'nin de bir önceliklendirme politikası vardır. Şu an 2013 başvurularını bitirmeye çalışıyoruz. Bunun yanında tutukluluk gibi konulara ilişkin bazı hak ve özgürlüklere yönelik başvuruları da öncelikli olarak görüşüyoruz.”
KARARLAR GECİKTİRİLMEKSİZİN YERİNE GETİRİLMELİ: “Türkiye'de bireysel başvuruyu etkili ve başarılı kılan önemli unsurlardan biri, kararların geciktirilmeksizin yerine getirilmesidir. Esasen AYM'nin Anayasa'nın ve kanunların kendisine verdiği yetkileri kullanarak verdiği kararlar herkesi ve her kurumu bağlamaktadır. Nitekim Anayasa'nın 153. maddesinde açıkça ‘AYM kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.' denilmektedir.”
AYNI KİŞİLER ÖNCE BEĞENİYOR SONRA ‘SKANDAL' DİYOR: “Verdiğimiz kararları doğal olarak bazıları beğeniyor, bazıları da beğenmiyor. Dahası bugün alkışlayanlar yarın lanetleyebiliyor. Hatta bazen aynı kişiler verilen kararlardan bir kısmını alkışlıyor, aradan bir gün geçmeden aynı hakimlerin verdiği kimi kararlar için skandal diyebiliyor.”
KARALAMA FAALİYETLERİ KARARLILIĞIMIZI DEĞİŞTİRMEYECEK: “Kınayanın kınaması da, övenin övgüsü de AYM'yi etkilemez. Ne övgüler ne de tamamen yalan ve uydurma haberler yoluyla yapılan karalama faaliyetleri, üyelerimizin Anayasa'ya ve kanunlara ve vicdanlarına göre hareket etme kararlılığını değiştirmeyecektir. İşimizi yapıyoruz. Başvurucunun kimliğine bakmıyoruz. Bağımsız ve tarafsız bir yargı organı olarak kimsenin yanında ya da karşısında değiliz. Sadece hukukun ve adaletin yanındayız.”
YALAN VE İFTİRALARI KINIYORUM
Yargıçlar kutsal varlıklar değildir. Bu nedenle mahkeme kararları eleştirilebilir, eleştirilmelidir de. Aksi takdirde hukuk donar, dogmatik bir hal alır, gelişemez. Biz de kararlarımıza yönelik her türlü eleştiriye saygı duyuyoruz. Ancak eleştirinin ötesinde tamamen hayali diyaloglar üreterek, mahkememizi talimatla karar veriyormuş gibi gösteren, şahsıma ve üyelerimize yönelik tamamen yalan ve iftira niteliğindeki haber ve yorumları da kınıyor ve reddediyorum.