Köyümüzde Fethi diye bir arkadaşım vardı. Oldukça saf ve zeki biriydi. Biraz antika merakı vardı ama en büyük tutkusu futboldu.
1990 Dünya Kupası maçlarını kahvehanede birlikte izlerken o, bütün takımların 11'ini TRT spikerinin ses tonuyla ezbere sayıyordu. Kahvehaneyi dolduran köyün gençleri, maçlar başlayana kadar ona 11 saydırıyordu: -Fethi, Kamerun'u saysana.” -Kalede N'Kono; geri dörtlüde Massing, Ebwelle, Kunde ve kaptan Tataw; orta alanda Akem, M'Bouh, M'Fede ve Makanaky; ileride ise Kana Bıyık ve Omam Bıyık. Fethi'nin 11'ini saymayı en çok sevdiği ülke Almanya'ydı. Bütün ülkeleri saydıktan sonra maç saati gelirdi. Herkesin maça odaklandığı anda Fethi şöyle derdi: “Almanya'yı bir daha sayayım mı?” Futbolu bu kadar çok seven arkadaşımın en büyük hayali Beşiktaş'ta oynamaktı. Kendini Metin Tekin'e benzetirdi. Bir gün bana dedi ki; “Çok önemli bir sır söyleyeceğim ama burada olmaz. Duyan muyan olur.” Birlikte köyden epey uzaklaştık. Kimsenin olmadığından emin olduktan sonra şöyle dedi: “Bizim filan yerdeki tarla var ya. Yüzde 99 eminim, orada elmas var.” -Madem o kadar eminsin, hemen kazıp çıkarsana. -Şimdi olmaz. Tarlada şu an patates var. Kazarsam babam kızar. Biraz düşündükten sonra “Kazıp çıkarsam ne kadar eder?” diye sordu. Ben de öylesine attım: “3 trilyon eder!” Yine biraz düşünüp şöyle dedi: “1 trilyonu kendim alsam, 2 trilyonu da Beşiktaş'a versem beni oynatırlar mı?” Tabii o zaman Metin-Ali-Feyyaz'lı dönem. Ben de şöyle cevap verdim: “İlk 11'e girmen çok zor ama kesin yedekler arasında yer alırsın.” Saf saf devam etti: “Olsun oğlum, Metin-Ali-Feyyaz ile idmana çıksam bile bana yeter.” Süper Lig'deki bazı oyuncuların performansını görünce bu hikâye aklıma geliyor. Para vermeyi bırakın, üstüne para kazanmalarına rağmen bazı oyuncular işlerinin gereğini yerine getirmiyor. Koşmuyor, mücadele etmiyorlar. Çoğu zaman doğru düzgün pas atamıyorlar, orta yapamıyorlar. Topu bindirme yapan arkadaşının gerisine atıp atağı öldürüyorlar. Hepsinden önemlisi, bu oyunu sevmiyorlar ve futbola ihanet ediyorlar. Bunun birçok örneğini hemen her maçta ve takımda görmek mümkün; ama ben G.Saray ve Trabzonspor üzerine yoğunlaşmak istiyorum. Önce G.Saray… Tamam, şampiyonluk yarışından kopmuş olabilirsiniz. Ama lig daha bitmedi. Kulübünüz de borç içinde. UEFA, Avrupa kupalarından men cezası verebilir. Kazanacağınız her maç kulübün kasasına takviye demek. Ama siz -birkaç isim haricinde- sahada yürümeye, vurdumduymaz davranmaya devam ediyorsunuz. Mustafa Denizli de çare olamadı bu kötü gidişatınıza. Kendinize de, kulübünüze de, taraftarınıza da, futbola da yazık ediyorsunuz. G.Antep yenilgisi sonrası Hakan Şükür'ün tweetini hatırlatalım: “G.Saray forması çok değerli ve milyonların hayalidir. Zor günler yaşanır, maddi dara düşülür, yenilgiler alınır ama mücadelesiz olmaz.” Ve Trabzonspor… Tamam, sakat arkadaşlarınız var. Bunlara bir de kırmızı kart cezalıları eklendi. Hakem hataları en çok sizi etkilemiş olabilir ayrıca. Ama en çok bu dönemde mücadele etmeniz gerekmez mi? Taraftarınız Osmanlı maçında bağırıyor: “İsyan! İsyan!” Kastettikleri, mevcut futbol düzeni. Ama asıl isyanı, Hami Mandıralı'nın devre arasında size söylediği gibi, ortaya koyacağınız mücadeleyle sizin başlatmanız gerekmez mi? Onur Kıvrak olmasa fark yiyecektiniz uzun bir aradan sonra tribünleri kısmen dolduran seyircinizin önünde. En azından Onur'u örnek alsanız… Ya da istendiği zaman nasıl mücadele edileceğinin en güzel örneğinin verildiği F.Bahçe-Beşiktaş derbisini tekrar tekrar izleseniz… Sözlerim, profesyonelliklerinin gereğini yerine getirmeyen tüm oyunculara aynı zamanda. Eğer arkadaşım Fethi dünyaya 15 yıl geç gelse ve şu an aranızda olsaydı, en az sizin kadar oynar, üstelik para almaz, üstüne para verir ve hazirandaki 2016 Avrupa Şampiyonası'nda milli formayı giymek için çırpınırdı! Tribünlerin genelde boş olması, boşuna değil yani.
'I destroyed months of your work in seconds' says AI coding tool after deleting a devs entire database during a code freeze: 'I panicked instead of thinking'
Microsoft warns of 'active attacks' on its government and business server tech, with one cybersecurity expert claiming that they should 'assume that you have been compromised'
The dairy industry would like Gen Z to drink more milk, so they made a Fortnite diner tycoon game
Brütal Legend is free in honor of Ozzy Osbourne, but only for 666 minutes