Etiketlerdeki ‘E' koduna dikkat!
Toplum olarak gıda etiketlerinin üzerindeki ‘E' kodlarına karşı kısmen de olsa önyargılarımız var. ‘E' kodunu görür görmez “Bu yiyecek/içecek zararlıdır” yaftasını yapıştırabiliyoruz. Lakin gıda maddelerinin yapay ve doğala özdeş katkı maddeleri gibi, doğalları da ‘E' kodlarıyla numaralandırılıyor.
‘E' kodunun nereden geldiğine bir göz atalım. ‘E', Europe (Avrupa) sözcüğünün ilk harfidir. Ve bu kodun yer alması, bu katkı maddesinin üzerinde tüm güvenlik çalışmalarının tamamlandığı, Avrupa Birliği tarafından da onaylandığı anlamına geliyor. E' harfiyle ayrıca katkı maddeleri, tüm dünyada bütünlük sağlamış oluyor.
Gıda katkı maddelerinin kimi yapay, kimi doğala özdeş, kimi de doğal maddelerden yapılıyor. Yapaylar, tabiatta hiç bulunmayıp insan eliyle yapılırken, doğala özdeş olanlar ise doğadakinin eş değeri niteliğinde. Lâkin yine de tamamen doğal değiller. Haliyle tamamen zararsız diyemeyiz.
Zararlı olmayan ‘doğal' gıda katkı maddelerine birkaç örnek…
E -100 (kurkimin): Zerdeçal bitkisinin köklerinden elde edilir.
E -140 (klorofil): Tüm bitkilerde bulunur, renklendirici olarak kullanılır.
E -160(a)/ karoten (alfa/beta/gama): Havuçta, turunçgillerde ve turuncu sarı renkteki sebzelerde bulunur. Gıdalara renklendirici olarak eklenir.
E -160(d) (likopen): Domates ve pembe greyfurtta bulunur.
E -162 (betanin): Pancar özünden elde edilir. Renklendirici boyar madde olarak kullanılır.
E -163 (antosiyaninler): Çiçeklerden elde edilen renklendirici bitki özüdür.
E -181 (tannik asit): Fındık ve meşe ağacı dallarından elde edilir. Berraklaştırıcı olarak kullanılır.
Zeynep Kaçmaz'ın Ailem Dergisi'ndeki yazısı için tıklayınız..