‘Bilerek üzülmemi istiyorlar'
Günümüzde bilerek kötülük yapan, üzülsün diye tutum takınan insanlar var. Bizim üzüleceğimizi bile bile sözleriyle, davranışlarıyla diş geçirenlerin zehrine maruz kalıyoruz. Bağışıklık sistemini güçlendirmek, iradenin hakkını vermek için ne tavsiye edersiniz? (Serdar)
Serdar Bey,
İnsanın bozucu, yıkıcı yanı arzulanmayan bir gerçek olsa da, bahsettiğiniz kötülükler, üzülmeler bağışıklık sisteminin güçlenme sebebi. Tekdüze, durağan bir hayatta oturarak büyüyemiyoruz, gelişemiyoruz.
Bu gibi durumlar için tavsiyelerimiz şunlar olabilir;
Problemleri genelleştirerek, sosyal sorunları konuşarak çözüm aramaya çalışmayalım. “İnsanlar şöyle, insanlar böyle!” söylemleri dert yanmaktan, boş laf etmekten öteye götürmez bizi.
Onun yerine kendi asıl rahatsızlığımızla ilgili somut tespitler yapalım.
Mesela, hangi insanın hangi davranışı/sözü size zehir gibi geliyor?
* Kişiyle mi ilgili? Eğer öyleyse o kişiyle yeni bir ilişki mi geliştirmelisiniz acaba?
* Davranışıyla mı ilgili? O zaman o davranışa tekrar maruz kalmamak için ne yapmalısın? Bunları bulmalısınız.
* Sözüyle mi ilgili? Nedir rahatsız olduğunuz? Kalbiniz mi kırıldı? Gücünüzü kaybettiğinizi mi düşündünüz? Yalnız mı hissettiniz? Huzur duygunuzu mu bozdu?
Kendinizi duygularınızı okuyarak anlamaya çalışmalısınız. ‘Kimin yaptığı, ne yaptığı?' önemlidir ama ‘Benim hangi duygum ne hissediyor ve bundan ne öğreniyor?' kısmı daha da önemlidir.
“Acziyetimi anlıyorum, aciz olmayana sığınmalıyım.
Yakınlık istiyorum, her şeye herşeyden yakın olanı bulmalıyım.
Başarı arzuluyormuşum, oysa benden değil, en iyi bildiklerimde bile başarısız oldum, demek ki kendimden bilmekten, ‘ben'lerimden vazgeçmeliyim.” gibi iç mülahazalarla farkındalık sürecine girebiliriz. Bağışıklık sistemimizin güçlenmesi adına çok zengin bir tefekkür yolculuğudur bu aslında.
Ve belki de sır burada Serdar Bey.
Hayat akışınızdaki mikropların sizi aksiyon insanı olmaya teşvik etmesi temennisiyle...
Ailem Dergisi'nde yer alan Dr. Derman köşesi için tıklayınız..