Muhafazakâr oteller krizden korundu
Turizm sektöründe Rus ve Avrupalı turistlere muhtaç olmayan işletmelerin hasarı sınırlı kaldı. Muhafazakâr kesimlere hitap eden ‘helal tatil' anlayışı olan tesisler ise bunların başında geliyor. Alternatif tatil köylerinin artacağını belirten Şah inn Paradise Genel Müdürü Yusuf Yücel, 2020'de alternatif turizmin dünyada 200 milyar dolarlık bir pay alacağını söyledi.
Rusya ile 2015 Kasım ayında yaşanan jet krizi ve turizm bölgelerini de hedef almaya başlayan terör eylemleri, Türk turizmine, özellikle de ülke turizminin kalbi mesabesindeki Antalya ekonomisine darbe vurdu. Deniz, güneş ve kum sacayağında kurulu turizm mecrası, son gelişmelerden en çok zarar gören kesim olurken, Rus ve Avrupalı turistlere muhtaç olmayan işletmelerin hasarı daha sınırlı kaldı. Muhafazakâr kesimlere hitap eden ‘helal tatil' anlayışıyla diğerlerinden ayrışan tesisler bunların başında.
Yeni sezon öncesi bir basın toplantısı düzenleyen Şah inn Paradise Genel Müdürü Yusuf Yücel, bu yıl gelir kaybı beklentilerinin yüzde 15-16 civarında olacağını savunuyor. Bu oran, Antalya'nın lüks tatil işletmelerinde beklenen yüzde 80'lere varan kayıpların yanında gerçekten az duruyor. Şah inn Paradise, geçen yıl 30 milyon lira ciro yapmıştı. Bu yıl ise 25 milyon lira gelir elde edeceklerini öngörüyorlar.
Yücel'in verdiği bilgiye göre, muhafazakârların öncelik ve beklentilerine uygun hizmet sağlayan tesislerin sayısı geçen yıl 5 iken bu yıl bir anda 56'ya fırlamış. Tabii rekabetin ciddileşmesinin yanında, bu durumu memnuniyet verici bir trend olarak gören Şah inn yöneticisi, “Alternatif tatil köylerinin artacağı yönünde düşünüyoruz ve 2020 yılında alternatif turizmin dünya genelinde 200 milyar dolarlık bir pay alacağı düşünülüyor. Bu rekabette, farklılıklarıyla öne çıkan, kaliteden taviz vermeyenler öne çıkacak.” şeklinde anlatıyor. Yücel'in bir de teklifi var. Antalya'nın bir bölümünde, mesela Şah İnn'in bulunduğu Kumluca bölgesinin yatırım teşvikleriyle bir helal turizm bölgesi haline getirilmesi. Bunun yanında, alternatif turizmin hâlâ tam olarak doğru algılanmadığını, önyargıların sürdüğünü düşünen Yücel, “Alkol olmadığı için bay-bayan ayrı yüzdüğü için yanlış algılanabiliyor. Ama bütün aktivitelerimiz beraber; eğlencelerimiz, su sporlarımız, tekne turlarımız, yemeklerimiz hep birlikte olan aktiviteler.” diyor. Bir de maliyetler konusundaki kafa karışıklığına değinen Yücel, içki servisi olmadığı için insanların konaklama ücretlerinin diğerlerinden daha az olmasını beklediğini belirtiyor. Yücel, toplam maliyetlerde içkiden tasarruf edilen yüzde 5-6'lık kaynağın, kadınlara hususi sağlanan hizmetlerin idamesine harcandığını aktarıyor.
KRİZİN ETKİLERİ
Yücel'in gündemindeki önemli konuların başında, son yaşanan gelişmelerin turizm sektörüne etkileri var. Her 3-4 yılda bir nükseden ekonomik krizlerden dolayı yüzde 20'lik bir kaybın zaten beklendiğini, ama jet krizi ve terör eylemleriyle bu oranın Antalya özelinde yüzde 80'lere ulaşmasını tetiklemiş. Avrupa Birliği'nin, vatandaşlarını Yunanistan ve İspanya'ya gitmeleri için teşvik ettiğine değinen Yücel, Rus turistin yüzde 90'ının, Avrupalı turistlerin de yüzde 30'unun kaybedildiğini aktarıyor. Gelirler de yakın oranlarda düşüyor bu yüzden. Yücel'in tahminine göre, bu yıl 4 buçuk milyon Rus turist gelmeyecek, 3 buçuk milyar dolarlık döviz kaybı olacak.
“Yine de Türkiye'nin turizm sektörünün dinamik yapısı ve tecrübesi, bu sıkıntıların aşılmasında başat rol oynayacaktır.” diyen Yücel, belki hemen olmasa da 2018-2019 sezonundan önce sorunların büyük ölçüde halledileceğini vurguluyor. Kendi sektöründe kayıpların yüzde 20 oranında kalacağını öngörüyor. Yücel'in tahminine göre sezonun tamamında, önceki yıla göre 44 bin daha az işçinin çalıştırılacağı yönünde. Özellikle İran ilgisi hatırlatıldığında, Yücel bu pazarla ilgili gelişmeleri olumlu bulsa da alternatif olacağından çok umutlu değil.