İlaçlarla migrenin çaresi yok
Migren, genellikle çözümü olmayan bir hastalık olarak algılanıyor. Nörolog Dr. Emel Gökmen ise ağrının kaynağına yönelik çalışıldığında migrenin çözümünün olduğuna dikkat çekiyor.
Her baş ağrısı migren midir?
Her baş ağrısı migren değildir. Toplumdaki en yaygın baş ağrısı, gerilim baş ağrısıdır. En bilinen baş ağrısı ise migrendir. Çok şiddetlidir, zonklayıcıdır. Kişi ışıktan sesten rahatsız olur. Bir odaya çekilmek ister. Bunlar çok tipik bulgular. Toplumda böyle baş ağrısı yaşayanlar ya da buna tanık olan kişiler olmuştur. Bu yüzden en bilineni migrendir. Özellikle erişkin yaşlardaki kadınlarda neredeyse dört kadından birinde baş ağrısı oluyor. Bu yüzden her baş ağrısı migrendir gibi bir izlenime neden oluyor.
Nasıl tedavi ediliyor, çözümü var mı?
İnsanlık tarihin olduğu sürece hep bir baş ağrısı vardı. Özellikle baş ağrıları tarihte iz bırakmış insanlarda; liderlerde, sanatçılarda, bilim adamlarında, düşünürlerde migren daha fazla görülüyor. O yüzden insanlık tarihinde migreni hep görüyoruz. Onlar migreni hep çekmişler. Tedavisi olmayacak gibi düşünürüz. Ama migren tedavi edilebilir bir hastalık.
Migren olan kişilerin genel başvuru aracı ağrı kesici ilaçtır…
Hiç doktora gidip muayene olmamış, doktora hiç başvurmamış hastalarımız var. Ailesinde, teyzesinde, annesinde, abisinde migrenli hasta olup onların kullandığı ilaçları kullananlar da var. Migrenin tedavisi yoktur diye biliniyor. Bu yüzden ilaç kullanılıyor. Oysa vücudun sinir sistemiyle ilgili bir şey bu. İlaçlarla migrenin çaresi yok. Ben nöral terapiyi kullanıyorum. Batı kökenli bir tedavi. Vücudun sinir sistemini çözmeye yönelik. Diş, çene kompleksi konusunda uzmanlaşma sağladı. Diş hekimi dişin baş ağrısı yapmayacağını düşünüyor. Mesela '20 yaş dişi neden baş ağrısı yapsın?' diyor. Bunu ağrıyı bilen bir hekimin çözmesi gerekiyor. Dişteki problemi tespit edip uzmana tedavi ettirmek gerekiyor. Bu diş hekimine gitmekle de çözülmüyor. Ağrı bedenin yardım çağrısıdır. Biz onu buluyoruz. Nöral çalışma prensibim onun üzerine kuruludur. Gerçekten her hastaya yardımcı olunabilir, kaynağa yönelik çalışırsak…
Migren, herkeste olan bir problem midir?
Migren herkeste olan bir problem değil. Migren olabilmek için doğuştan bir yapı gerekiyor. Aslında bu beynin ve vücudun çalışma sistemiyle ilgili bir şey. Allah insanları o yapıyla doğuruyor. İnsanlar öyle doğdukları, çok hassas ve çok farklılıkları algılayabildikleri için toplumda fark yaratıyorlar. Sinir sistemleri bu kadar hassas ve ayrıntılı çalıştığı için vücuttaki elektrik kaçağını da algılıyor ve migren yapıyor.
Başlama yaşı var mı?
Doğuştan sistemi yatkın olarak doğanlar oluyor. Hayat içinde vücuttaki bazı yerler elektrik kaçağı yapmaya başlıyor. İkisi birleşince migren açığa çıkabiliyor. Daha çok çocukluk gençlik yıllarında çıkıyor. Evlendikten sonra çocuk sahibi olunduğu zamanlarda çıkabilir. Yaşlılıkta nadiren çıkar.
Migrende ağrıya yönelik yaklaşım önemli
Şu an başımın ağrıdığını varsayarsak, bunu direkt migrene mi yorumlamalıyım ya da migren olmadığını nasıl anlayabiliriz?
Kendi kendinize ağrınızın migren olup olmadığını sorgulayabileceğiniz üç soruluk bir test var. Baş ağrınız zonklayıcı karakterdeyse, günlük hayatınızı sürdüremeyecek düzeyde sizi zorluyorsa, baş ağrısı bulantıya sebep oluyorsa, ışık ses gibi uyaranlar rahatsız ediyorsa, atak halinde oluyorsa migren olabilir. Migren genellikle sinüzitle çok karıştırılır. Sinüzit burun bölgesindeki sinüs hava boşluklarının içerisindeki iltihaptır. Burun içinden hava ile giren mikroplar oraları iltihaplandırır. Migren ataklı olan bir şeydir. Baş ağrısı gelir ve gider. Kronikleşen migrende dikkat çeken ilaca bağımlılıktır. Sağlıklı bir insana düzenli olarak ağrı kesici verirseniz ağrı kesiciyi kestiğinizde de baş ağrısı olur. Ağrı kesiciye bağlı ve kullanılan ilaçlara bağlı olarak da baş ağrıları da gelişiyor. Migreni artıyor. İlaca bağlı baş ağrısı gelişiyor. Hepsi birleşince artık içinden çıkılmaz bir yumak haline geliyor. Burada yumağı tek tek çözmek lazım. O anlamda da yine nedene yönelik yaklaşım önemli.
Migren tanısı nasıl koyuluyor?
'Film çektirdim, doktor migren tanısı koydu' diyorlar bana, film ile migren tanısı konulmaz. Migren olmayacak şeyleri dışlamış oluruz. Migren beyinden kaynaklı değildir, beyinde bir şey yoktur. Ben hayatım boyunca migrenden çektim. Daha henüz MR çektirmedim. Çünkü beyinden kaynaklı değil. Beyinde problem yoktur.
Sizin migreniniz nasıl başladı, nasıl çözüm yolu buldunuz?
Çocukluğumda ilk hatırladığım bulantı ve kusmayla komaya girdim. Başım ağrımıyordu. Sonrasına başım ağrımaya başladı ve doktor sinüzit var mı diye kontrol etti. Doktor olduğum dönemde baş ağrım arttı. O zaman migren olduğumu öğrendim. Migren eğitimi alınca çocukluğumdan beri olanların migren olduğunu öğrendim. Çünkü migren illaki baş ağrısıyla olmak zorunda olan bir hastalık değil. Baş ağrısıyla olmadan da migren oluyor. Hiç baş ağrısı olmadan sadece görme kaybı, gözde ışıklı nokta gibi bu tür problemlerle de migren atağı olabilir. Sessiz migren deniliyor buna. Migren, bedeni yöneten otonom sinir sisteminin hastalanmasıdır. Otonom sinir siteminin bazı yerleri hasarlanır. Basite indirgeyerek anlatmaya çalışırsak, geçirdiğimiz ameliyatlar, iltihaplar, dişlerimizdeki problemler oralarda elektrik kaçağı yapar. O kaçaklar da sigortayı attırır bir anlamda. Bu hassas elektrik kaçakları herkeste vardır. Sistemi hassas çalışanlarda sigorta atar. Damarlar kontrolden çıkarsa damarlar genişleyip zonklayarak baş ağrısı yapar. Bağırsaklar yavaşlarsa da bulantı kusma yapar.
Bitki çaylarını çok abartılı tüketmeye dikkat!
Şifalı bitkilerin migrene çözümü var mı?
Ben kullanmıyorum. Bilimsel olarak bitkilerle tedaviye fitoterapi diyoruz. Fitoterapiye inanıyorum. Bazı bitkilerin, bazı bitki çaylarının migrenine iyi geldiğini söyleyen hastalarım oldu. Bazen yediğine içtiğine çok dikkat etmek, bazı özel durumlar, bazı uygulamalar bile iyi gelebiliyor. Akupunktur, sülük, hipnoz, biyoenerji bunlardan birkaçı… Hekim olarak baktığımda amaç bu işin kaynağına bakmak ve ona göre bir uygulama bulmak. Kişiler kendi başlarına bitki çayları ve benzeri şeyler deneyebilirler. Bunlar için tek önereceğim şey; bitki çayları zararsızdır diye bir şey yok. Çok abartılı ve çok fazla tüketmemek lazım. Onun dışında denenebilir.