Mustafa Yazgan - Son pişmanlık, fayda vermez..
Değerli okuyucularım, 44 gün önce (11 Haziran 2016) günü “İDAM” başlıklı bir yazı sunmuştum. Bugün, o yazıdan bâzı paragrafları, tekrar hatırlamak ve hatırlatmak gereğini düşünüyorum.
Önce, samimiyetle bildirmeliyim ki, biz, savaş, kan, kaos, terör, katliam, zulüm ve “İDAM” heveslisi insanlar değiliz. Tersine, muhterem Cumhurbaşkanı'mın sık sık Âşık Yunus'tan “Yaratılanı severiz, yaratan'dan ötürü.” Beytini ifâde buyurduklarını biliyorsunuz. İnsanlara merhamet, şefkat, biz “müslümanlar”ın temel ve köklü duygularıdır.
Ancaaak…
Bu asil duygular, insan gibi insan, adam gibi adam olanlara yöneliktir. Çok şükür “hristiyan” değiliz. Bir yanağımıza haksız tokat vuranlara, öbür yanağımızı da çevirip, ikinci bir tokat vurmasını isteyecek kadar enâyi değiliz. Zâten bu tavır, “Vahşi Batı”nın, üstünü örtmeye çalıştığı “RİYÂKÂR” bir aldatmacısıdır. Evet.. Ne demiştik?
-Efendiler! Bıçak, çoktan kemiğe dayandı. Dikkat ediyor musunuz? Bu aziz vatanın ekmeğini yeyip, sularını içen, Türkiye Cumhuriyetimizin tanıdığı demokratik, sosyal, siyasal, ekonomik imkânları utanmazca kullanıp, sonra her gün bir yerde, ordumuza, jandarmamıza, polisimize, karakollarımıza, şehirlerimize, masum insanlara kuduz köpekler gibi saldıran, taze fidan gibi gençlerimizi “ŞEHİD” eden, sonra gündüz kan döküp, gece eğlenen (kendi itirafları), “Teröristler”in binlerce defa “öldürme niyetleri”ne karşı, Devletimiz, kendini kelepçe ile “hukuk devleti” kavramına bağlamış. Bir devletin “hukuk devleti” olması, hiç şüphesiz şart.. On bin kerre, yüz bin kerre şart. Buna bütün kalbimle inanıyorum. Lâkin, evrensel hukukta “Cezâ Hukuku”nun suçluları caydırmak hedefinde “yüzü ekşi” hükümleri yok mu? Hangi sebeple ülke yönetimini darbe, terör, cinâyet, bombalama ile hedef almış “Terörist”e karşı “EN KESKİN TEDBİRİ” kanunlaştıramıyoruz anlamıyorum.
Allah'ın teklifine yönelin:
-Kısas'ta sizin için hayat vardır! Böylece, belki kötülüklerden korunursunuz.. (Kur'an: Bakara Sûresi- 179. ayet)
Ah.. Keşke olaylar beni yalanlasa idiler..
Ah.. Keşke iyiliğe yönelen toplumumuzda “Ben, neden böyle bir yazı yazdım?.. “diyerek mahcup olup, kendimi suçlasa idim.. Ayan-beyan yaşadığımız 15 Temmuz saldırısı, maalesef bu yaşlı yazarınızı doğruladı.
Darbe teşebbüsüne karşı “dik duran” her kurumu ce asil milletimi bir kerre daha kalben kutluyorum.
Kanser uru'na merhamet edilir mi? Kesilir..
Saldıran domuz'u okşar mısınız? Vurulur.
35 yıl boyunca, dağlardaki ovalarda, köylerde ve kentlerde, vahşetin her türünü uygulayan “Terörist”lere karşı “merhamet edelim..” diyebilir misiniz? Asılır.
Kanser, bütün organları sarmasın, domuz bize zarar vermesin, “Terörist” kan dökmesin diye, asıl hedef bundan sonra, aynı vahşet'e niyet edecekleri, korku ve dehşet'le caydırsın diye, “canlı yayın”la yok edin! Yoksa, pişman oluruz.