10’ların İzleriyle Türkiye (162)

Ama inancımdan asla sapmadığım şu gerçek de, mutlaka ortaya çıkacak, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve Milletimizin' ortak aklı, irade gücü, birbirimize olan bağlılığımız, her ne yaşanmış olursa, olsun; bu kutuplaşmaya mutlaka son verecektir.

 Çünkü Yüce Atatürk'ün buyurdukları gibi:

 "Türk milletinin elinde tuttuğu meşale müspet ilim meşalesidir. Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti zekidir. Türk milleti çalışkandır. Türk Milleti milli birlik ve beraberlik içerisinde güçlükleri yenmesini bilmiştir.

Türk milletinin büyük bir millet olduğunu bütün âlem, az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler, başka milletlere yem olurlar."

O nedenle;

Yaşadığın gerçekleri gördüğün, duyduğun ve bildiğinde;  gönül gözün dahi olanlara kayıtsız kalamamış, ruhunda kopan fırtınalara, içindeki ince sızılara yanıt bulamıyorsan eğer! Aradığın cevap; nefsinde değil, vicdanında saklıdır. Onun sesini dinle…”

Ülkemizin sokakları toz duman olmuş, insani değerlerimiz sorgulanır, ruhumuzda kopan fırtınalara neden olan onca soru yanıtsız kalıyorsa eğer,

Hala yollarında, caddelerinde el açan çocukları, yüreği yanık anaların duyulmayan feryatları, sessiz çığlıklarıyla adalet arayan insanları varsa eğer,

Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip ülkemizin milyonlarca genci, sokaklarda işsiz ve çaresiz dolaşırken; kimileri güçlü ekonomi nutuklarıyla bu gerçeği gözden kaçırmaya, görmezden gelmeye çalışıyorsak eğer,

Milyonlarca emeklisiyle, işçisiyle, memuruyla yaşam mücadelesini vermeye çalışanlar, hala ay sonunun nasıl geleceğinin hesabını yapar, enflasyon canavarının dişleri arasında öğütülürken; kimileri çıkıp da, hala vatandaşın yaşam standardı her geçen gün daha iyiye gidiyor diyerek, gerçekle yalanın yerini değiştiriyorsa eğer,

Evine eli boş dönmenin mahcubiyetiyle boynu bükük babalar, çocuğunu besleyecek aş bulamayıp da; Boş tencerenin suyuna tirit yapan anneler, hala bu ülkenin gerçeğiyse eğer,

Her yıl ülkemizin yüzlerce kadınını acımasızca katleden, yüreğinde en ufak sevgi kırıntısı ve acıma duygusu olmayan katil ruhlu erkekler; toplumumuzda elini, kolunu sallayarak fütursuzca dolaşabiliyorsa eğer,

Doğanın en güzel armağanı, en güzel süsü olan ağaçlarımız hoyratça kesilirken; onların verdikleri/verebilecekleri o tertemiz havayı soluyamayacağımızın, onların o dingin güzelliklerini seyredemeyeceğimizin refleksiyle… Bu katliamlara mani olmak adına gösterilen en doğal tepkiler biber gazıyla, tazyikli suyla püskürtülüyor, gencecik çocuklarımız atılan gaz fişekleriyle hayatlarını kaybediyor ve bu yaşananlar bir anlam ifade etmiyorsa eğer,

Doğal yaşamın bize bir lütfu, yaşamımızın bir parçası olan sokaklarımızın süsü binlerce köpek ve kedi acımasızca telef edilirken; onların gözlerindeki acıyı, masumiyeti, bir lokma yemek verdiğinizde, sevgi dolu sadakatlerini göremiyorsak, yaşam alanları birer, birer ellerinden alınan onca yaban hayatın feryatlarını duyamıyorsak eğer,

Sanat'a ve sanatçıya sanki bir ucubeymişçesine bakılıyor, kimi zaman sanatın içine tükürülmekten dahi çekinilmiyorsa ve bundan rahatsızlık duymuyorsak eğer,

Nice büyük şehirlerimizin doğal alanları, rant uğruna yok edilir, her bir bölgesine dikilen AVM'ler, bir hançer gibi yaşam alanlarımıza saplanırken; kimilerine onca haksız kazanç sağlayan bu yapılaşmayı sorgulamıyorsak eğer,

Ülkemizin türlü açılımlar uğruna temel yapısının neredeyse yerle bir edilmek istendiği günümüzde; birlik ve beraberliğimizi, yüzlerce yıllık kardeşliğimizi tehdit eden oyunları, bilinen kimi senaryoları, her Allahın günü değişen/değiştirilen gündemin gerçeklerini bilmiyor, takip etmiyor, bana ne diyorsak eğer,