Keşmir halkına verilen sözler unutuldu

Pakistan Ankara Büyükelçisi Yousaf Junaid, Keşmir halkının kendi kaderini tayin etme noktasında dünya toplumunun verdiği resmi taahhüdün yerine getirilmesi gerektiğini vurguladı. Hindistan’ın yıllardır süren Keşmir işgali, bölgedeki insanların temel haklarını hiçe sayan uygulamaları ve uluslararası toplumun bu duruma karşı tutumu, her yıl 5 Şubat’ta (bugün) Keşmir Dayanışma Günü vesilesiyle yeniden gündeme geliyor. Keşmir halkının yaşadığı zulmü dünya kamuoyuna duyurmak ve uluslararası toplumu harekete geçirmek amacıyla düzenlenen bu özel günde, Büyükelçi Junaid, Yeni Şafak’a önemli açıklamalarda bulundu.

KEŞMİR’DEKİ DURUM ÇOK CİDDİ

Keşmir’deki mevcut durumu “çok ciddi” olarak nitelendiren Büyükelçi Junaid, Hindistan’ın bölgede sahte bir normalleşme algısı oluşturmaya çalıştığını, ancak gerçekliğin baskı, zulüm ve korkuyla şekillendiğini söyledi. Hindistan'ın Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’ni ihlal ettiğini belirten Junaid, “Hindistan, bölgeyi dışarıdan yerleşimciler getirerek kolonileştiriyor ve Keşmirlileri kendi topraklarında azınlık yapmaya çalışıyor. Bugüne kadar 4 milyondan fazla ikamet belgesi, Keşmirli olmayanlara verilmiştir. Bu, sadece bölgenin demografisini değiştirmekle kalmayıp, aynı zamanda Keşmir halkının siyasi gücünü de azaltmaktadır” ifadelerini kullandı.

DEMOGRAFİK YAPI DEĞİŞİYOR

Keşmir Dayanışma Günü’nün önemli olduğuna değinen Junaid, “Bugün, Hindistan’ın yasa dışı işgali altındaki Keşmir halkıyla dayanışma içinde olduğumuzu göstermek için bir fırsattır. Yetmiş yılı aşkın bir süredir, Keşmir halkı Hindistan’ın acımasız işgali altında yaşamaktadır. İnsan hakları ihlallerinin artık bir norm haline geldiği bu bölgede, yargısız infazlar, keyfi tutuklamalar ve sokağa çıkma yasakları gibi uygulamalar sıradanlaşmıştır” diye konuştu. Büyükelçi Junaid, “5 Ağustos 2019'dan itibaren Keşmir'in özel statüsünün kaldırılmasıyla birlikte Hindistan, demografik yapıyı değiştirme çabalarını hızlandırmıştır. Son yetmiş yıldır, Keşmir halkı, Birleşmiş Milletler ve dünya toplumunun, Keşmir halkına kendi kaderini tayin etme hakkını verme yönünde yaptığı resmi taahhüdü yerine getirmesini beklemektedir” şeklinde konuştu.

Türkiye'nin duruşu ilkeli

1. Uluslararası toplumun Keşmir meselesinde önemli bir ilerleme kaydedemediğini belirten Junaid, “Ancak vicdan sahibi insanlar, küresel medya ve uluslararası kuruluşlar Keşmir halkı lehine seslerini yükseltmiştir. Birleşmiş Milletler ve BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Hindistan’ı sürekli olarak kınamış ve Keşmir’deki insan hakları ihlallerini belgeleyen raporlar yayımlamıştır. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) da Keşmir halkının haklarını tanımakta ve Hindistan’a baskı yapmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Türk siyasi partileri de bu konuda ilkeli bir duruş sergileyerek Keşmir halkına güçlü desteklerini sunmuşlardır" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Keşmir konusunda yaptığı açıklamaları takdirle karşıladıklarını belirten Junaid, şunları söyledi: “Türkiye’nin desteği, Keşmir halkı için bir rahatlık kaynağıdır. Pakistan ve Türkiye her zaman kardeş ülkeler olmuşlardır ve Keşmir meselesinde Türkiye’nin sergilediği kararlı duruş bizim için son derece değerlidir.”

Barış sorunun çözümüyle olur

1. Keşmir’in geleceğine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Junaid, sözlerini şöyle tamamladı: “Pakistan, Keşmir halkının yanında durmaya ve onların haklı mücadelesine diplomatik, siyasi ve moral destek vermeye devam edecektir. Güney Asya’da kalıcı barış ancak Keşmir sorununun adil bir şekilde çözülmesiyle mümkündür.”