Demansı önlemenin yolu ikinci bir dil öğrenmekten geçiyor
İkinci bir dil öğrenmenin hafızayı güçlendirdiği ve ileri yaşlarda demansı (bunama) önlediği açıklandı.
İki dil bilenler beyinde daha fazla hücreye sahip
Bilim adamları, ikinci bir dil öğrenmenin, bunamayı yıllar boyunca uzak tutmaya yardımcı olabileceğini ortaya koydu.
Araştırmalar, iki dil bilen kişilerin beyinlerindeki dil bölgelerinde daha fazla hücre bulunduğunu, ayrıca öğrenme ve duygusal işlevlerle ilişkili bölgelerin hacminin arttığını gösterdi.
"Beynin boyutunu artırıyor"
Kanada'nın Montreal şehrinde bulunan McGill Üniversitesi'nden Dr. Natalie Phillips, bulguların, ikinci bir dil konuşmanın beynin boyutunu artırabileceğini ve bu sayede daha fazla beyin rezervi sağlanabileceğini ortaya koyduğunu belirtti.
Phillips, beynin büyüklüğü ve rezervinin daha fazla olan kişilerin, bunamaya yol açacak eşiğe ulaşmadan önce daha fazla hasara dayanabildiklerini söyledi.
Phillips ve ekibi, eylül ayında yaptıkları araştırmada, iki dilliliğin beyin sağlığıyla olan bağlantısını keşfetti.
MRI taramaları farkı ortaya koydu
2024 yılında yapılan bir başka araştırmada ise erken ya da geç evre Alzheimer hastalığına sahip olan iki dil bilen ve tek dil bilen bireyler karşılaştırıldı. MRI taramaları, iki dil konuşan demans hastalarının, hafıza ve öğrenme ile ilgili beyin bölgesindeki aktivitede tek dil konuşanlara göre çok daha az düşüş yaşadığını gösterdi. Araştırmacılar, bu farkın beyin bölgesinin büyüklüğünde değil, güçlenmesinde olduğunu kaydetti.
Demans nedir ve neden oluşur?
Demans, hafızayı, düşünme yetisini ve sosyal becerileri etkileyen bir dizi semptomu tanımlayan genel bir terimdir. Tek bir hastalık olmaktan ziyade, farklı türleri olan bir durumdur. En yaygın görülen türü olan Alzheimer demansı, tüm demans vakalarının yaklaşık %60 ila %80’ini oluştururken, inme sonrası gelişen vasküler demans en sık karşılaşılan ikinci türdür.
Özellikle Alzheimer kaynaklı demans aniden ortaya çıkmaz; belirtiler zamanla gelişir ve giderek kötüleşir. Ancak bazı demans türleri, vücuttaki belirli bir maddenin eksikliği ya da ilaçların yan etkileri nedeniyle oluşabilir. Bu tür demanslar genellikle ilerleyici değildir ve uygun müdahalelerle geri döndürülebilir.
Demansın nedeni nedir?
Beynimiz, hafıza, karar verme ve hareket gibi çeşitli işlevlerden sorumlu farklı bölgelerden oluşur. Bu bölgelerdeki hücreler zarar gördüğünde, normal işlevlerini yerine getirmekte zorlanır ve iletişimleri aksar.
Demansın temel nedeni, beyin hücrelerinin hasar görmesi ve birbirleriyle iletişim kurma yetilerinin zayıflamasıdır. İletişimdeki bu bozulma, düşünme biçiminden davranışlara ve duygusal tepkilere kadar geniş bir yelpazede etkiler yaratır.
Farklı demans türleri, beynin farklı bölgelerinde ve belirli hücre hasarı tipleriyle ilişkilidir. Örneğin, Alzheimer hastalığında, beyin hücrelerinin içinde ve çevresinde biriken anormal proteinler, hücrelerin sağlıklı kalmasını ve birbirleriyle iletişim kurmasını zorlaştırır. Öğrenme ve hafıza merkezi olan hipokampus, Alzheimer hastalığında genellikle ilk zarar gören bölgedir. Bu nedenle hafıza kaybı, hastalığın en erken belirtilerinden biri olarak karşımıza çıkar.
Demansın belirtileri nelerdir?
Demansın en dikkat çekici belirtisi, yeni öğrenilen bilgilerin hızla unutulmasıdır. Ancak, bir kişinin demans teşhisi alabilmesi için yalnızca hafıza kaybı yeterli değildir. Aşağıdaki bilişsel işlevlerden en az ikisinde bozulma gözlemlenmelidir:
- Hafıza: Günlük olayları, randevuları veya yakın zamanda yapılan konuşmaları hatırlamada zorluk
- Dil ve iletişim: Kelime bulmada güçlük, konuşmaları takip edememe veya kendini ifade etmekte zorlanma
- Dikkat ve odaklanma: Konsantrasyon eksikliği, plan yapmada ve görevleri tamamlamada zorluk
- Muhakeme ve karar verme: Mantıklı düşünmede zorlanma, riskli veya uygunsuz kararlar alma
- Görsel ve mekânsal algı: Yüzleri, nesneleri veya mesafeleri tanımada güçlük yaşama
Demans belirtileri zamanla şiddetlenebilir ve günlük yaşamı önemli ölçüde etkileyebilir. Erken teşhis, süreci yönetmek ve hastanın yaşam kalitesini korumak açısından büyük önem taşır.
Demans önlenebilir mi?
Demansın tamamen önlenebileceğini söylemek mümkün olmasa da, bazı yaşam tarzı değişiklikleri riski azaltmaya yardımcı olabilir. Araştırmalar, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemenin beyin sağlığını koruyarak demans gelişimini geciktirebileceğini veya bazı durumlarda engelleyebileceğini göstermektedir.
Demans riskini azaltmaya yardımcı olabilecek bazı önemli faktörler:
- Beyin aktivitesini sürdürmek: Yeni şeyler öğrenmek, bulmaca çözmek, kitap okumak, müzik aleti çalmak gibi zihinsel faaliyetler beyni aktif tutar.
- Fiziksel aktivite: Düzenli egzersiz, kan dolaşımını iyileştirerek beyin hücrelerine daha fazla oksijen gitmesini sağlar ve bilişsel gerilemeyi yavaşlatabilir.
- Sağlıklı beslenme: Akdeniz diyeti gibi antioksidan açısından zengin beslenme alışkanlıkları beyin sağlığını destekleyebilir. Sağlıklı yağlar, sebzeler, meyveler ve tam tahıllar tüketmek önerilir.
- Kalp sağlığını korumak: Yüksek tansiyon, diyabet ve kolesterol gibi kalp-damar sağlığını etkileyen faktörler, beyin sağlığıyla doğrudan ilişkilidir. Sağlıklı bir kalp, sağlıklı bir beyin anlamına gelir.
- Sigara ve alkolden uzak durmak: Sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi beyin hücrelerine zarar vererek demans riskini artırabilir.
- Kaliteli uyku: Uyku bozuklukları ve yetersiz uyku, beyin sağlığını olumsuz etkileyerek demans riskini artırabilir. Yeterli ve düzenli uyku almak önemlidir.
- Sosyal bağları güçlendirmek: Sosyal izolasyon ve yalnızlık, bilişsel gerilemeyi hızlandırabilir. Aile, arkadaşlar ve topluluk etkinlikleriyle aktif bir sosyal yaşam sürdürmek beyin sağlığı için faydalıdır.
Sonuç olarak, demansın kesin olarak önlenmesi mümkün olmasa da, sağlıklı alışkanlıklar benimseyerek riski azaltmak ve beyin sağlığını uzun vadede korumak mümkündür. Erken yaşlardan itibaren sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, ilerleyen yıllarda bilişsel fonksiyonların korunmasına yardımcı olabilir.