İftar sofrası sade olsun
Bizi bir Ramazan ayına daha eriştiren Allah’a hamdolsun. Bu ay, ruhumuza ve bedenimize şifa, iyilik ve hayır getirsin. İlk orucumuzu tuttuk. Bugün ikinci oruca niyetliyiz. Ve yarın da oruçlu olarak ilk iş günümüz olacak. Her şeyden önce, ne kadar doyarsak doyalım, tekrar acıkacağımızı daima hatırlamalıyız. Bu nedenle, daha uzun süre tok kalmayı hedeflediğimizde çok yemek değil, doğru yemek önemlidir. Her Ramazan belirttiğim gibi, un ve şekeri mümkün olduğunca az tüketmek, protein ve yağı karbonhidrata oranla daha fazla tüketmek en doğru yöntem olacaktır. Çünkü yağın sindirimi, unlu gıdanın sindirimden daha uzun sürer ve bu yüzden insan daha uzun süre tokluk hissedebilir. Aynı şekilde, susuzluk ta açlıktan çok daha önce hissettiğimiz bir şey olduğu için suyu yeterince tüketmiş olmak, beden sağlığımızı koruyacaktır. İftardan sonra kendimizi aşırı derecede zorlamadan, günlük en az iki buçuk litre su tüketmiş olmaya özen göstermeliyiz. Böylece yemeden geçireceğimiz zaman içerisinde vücudumuz kendini tamir ederken ona önemli bir yardım sağlamış olacağız. Oruç, zararlı bir aç kalma ibadeti değildir. Manevi anlamdaki katkısı gibi maddi alemde de vücudumuza, sağlığımıza doğru uygulandığı zaman ciddi olumlu katkıları olur.
Yeşili sofranızdan eksik etmeyin
Aç kaldığımız sürede metabolizma yaşımızın gençleştiğine dair bilim insanlarının bir çok çalışması mevcuttur. Elbette bu faydayı sağlamanın anahtarı, iftarda aşırı yemekten kaçınmak, bol vitamin ve su içeren gıdaları tüketmektir. Her sofrada bir salata bulunması Efendimiz'in (sav) “sofranızı yeşilliklerle süsleyiniz” hadisine uygun ve çok sağlıklı bir davranış olacaktır. Yine Aleyhisselatü Vesselam gibi orucu hurma veya tuz ile açarak çok yeme isteğini azaltmalı, nefsimizi oruç boyunca zapt ettiğimiz gibi iftarda da zapt ederek ibadetimizi tamama erdirmeliyiz. Ben de bu ilkelerle, ramazanın bu ilk günleri için karaciğer ve böbrek dostu birkaç sebze yemeği tarifi vermek istiyorum. Allah, sağlık ve bereketi üzerinizden eksik etmesin, hayırlı Ramazanlar dilerim.
Zeytinyağlı pırasa
MALZEMELER: l 5 adet pırasa l 1 adet havuç l 1 adet kuru soğan l 1 çay bardağı zeytinyağı l 1 yemek kaşığı pirinç l 1 su bardağı su l Yarım limonun suyu l 1 çay kaşığı tuz l 1 çay kaşığı toz şeker l Üzeri için kıyılmış dereotu YAPILIŞI: Pırasaları temizleyip verev şeklinde doğrayalım. Havuçları soyup halka halka dilimleyelim. Soğanı yemeklik doğrayıp geniş bir tencerede zeytinyağında hafifçe kavuralım. Havuçları ekleyip 2-3 dakika soteleyelim ve ardından pırasaları ekleyelim. Pirinç, su, limon suyu, tuz ve şekeri ekleyip karıştıralım. Tencerenin kapağını kapatıp kısık ateşte sebzeler yumuşayana kadar yaklaşık 20-25 dakika pişirelim. Ocağı kapattıktan sonra 10 dakika dinlendirelim ve ılıdıktan sonra servis tabağına alıp üzerine kıyılmış dereotu serpelim. Afiyet olsun.
Zeytinyağlı kereviz
MALZEMELER: l 2 adet orta boy kereviz l 1 adet havuç l 1 adet patates l 1 adet soğan l 1 çay bardağı zeytinyağı l 1 su bardağı portakal suyu l Yarım limonun suyu l 1 çay kaşığı tuz l 1 çay kaşığı toz şeker l 1 su bardağı su l Üzeri için kıyılmış dereotu YAPILIŞI: Kerevizleri soyup küp küp doğrayalım ve kararmaması için limonlu suya koyalım. Havucu ve patatesi soyup kervizlere eşit biçimde küp küp doğrayalım. Soğanı yemeklik doğrayıp geniş bir tencerede zeytinyağında hafifçe kavuralım. Havuçları ekleyip 2-3 dakika soteleyelim, ardından patates ve kerevizleri ekleyelim. Portakal suyu, limon suyu, su, tuz ve şekeri ekleyip karıştıralım. Tencerenin kapağını kapatıp kısık ateşte sebzeler yumuşayana kadar yaklaşık 25- 30 dakika pişirelim. Ocağı kapatıp 10 dakika dinlendirelim ve ılıdıktan sonra servis tabağına alıp üzerine kıyılmış dereotu serpelim. Afiyet olsun.