Türk Dünyası için ortak anayasal dil arayışı: Anayasa yargısı, uluslararası diyalogla güçlenecek
Azerbaycan Anayasası’nın kabulünün 30. yılı dolayısıyla başkent Bakü’de düzenlenen “Anayasa Yargısı Yoluyla Anayasanın Üstünlüğünün Sağlanmasına İlişkin Modern Eğilimler” temalı uluslararası konferans, Türk ve uluslararası anayasa yargısı temsilcilerini bir araya getirdi. Etkinlikte, modern anayasa yargısının yalnızca norm denetimiyle sınırlı kalmadığı, bireylerin günlük yaşamına doğrudan etki eden kararlarla hukuk sisteminin temel yapısını dönüştürdüğü vurgulandı.
16 Temmuz’da gerçekleştirilen konferansa Türkiye adına Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Kadir Özkaya’nın yanı sıra, üyeler Rıdvan Güleç ve İrfan Fidan, Genel Sekreter Yardımcısı Yılmaz Çınar ve Dış İlişkiler Müdürü Korhan Pekcan katıldı.
ANAYASANIN ÜSTÜNLÜĞÜ: HUKUKUN TEMELİ, DEMOKRASİNİN GÜVENCESİ
Etkinlikte “Bireysel Başvurunun Dönüştürücü Etkisi ve Hukukun Anayasallaşması” başlıklı bir sunum yapan Özkaya, anayasanın üstünlüğü ilkesinin sadece bir hukuk normu değil, demokratik sistemin temel taşı olduğunu belirtti. Anayasaların, toplumların ortak değerlerini ve devletin kurucu felsefesini yansıttığını ifade eden Özkaya, “Bir insan uzun ömürlü olmak isterse adaletli olsun. Bu durum devletler için de geçerlidir. Adaletli olmak ömrü uzatır.” sözleriyle anayasa yargısının adaletle olan bağını vurguladı.
BİREYSEL BAŞVURU: HUKUKUN ANAYASALLAŞMASINDA MOTOR GÜÇ
Konferansta Türkiye’deki anayasa yargısı modeli de ayrıntılarıyla ele alındı. Başkan Özkaya, AYM’nin bireysel başvuru yoluyla sadece ihlalleri denetlemediğini, aynı zamanda kamu gücünün Anayasa’ya uygun hareket edip etmediğini de değerlendirdiğini söyledi. Bireysel başvurunun, hukukun anayasallaşmasını sağlayan ve anayasal yorum ilkesini somut davalara taşıyan güçlü bir mekanizma hâline geldiğini kaydetti.
ANAYASA YARGISI ARTIK GÜNLÜK HAYATI DOĞRUDAN ETKİLİYOR
Konferansta dikkat çeken bir diğer başlık da anayasa yargısının kapsamı ve etkisi oldu. Günümüzde anayasa mahkemelerinin sadece iptal kararlarıyla değil, ceza, idare, vergi ve ticaret gibi farklı hukuk dallarına yönelik verdiği kararlarla da bireylerin hayatına doğrudan dokunduğu vurgulandı. Özkaya, anayasa mahkemelerinin kararlarının yalnızca hukukçulara değil, kamuoyuna da hitap eden anlaşılır bir dille yazılmasının anayasal bilinç açısından önem taşıdığını ifade etti.
TÜRK-AY VURGUSU
Konferansta, Türk dünyası içinde anayasal işbirliğinin kurumsallaşmasına yönelik çabalar da geniş yer buldu. Türk Dünyası Anayasa Yargısı Konferansı (TÜRK-AY) girişimi, sadece mesleki etkileşimi artırmayı hedeflemekle kalmayıp, aynı zamanda ortak anayasal değerler ve kültürel miras etrafında şekillenen bir birlikteliği temsil ediyor. Bu girişim, tarihsel bağları ve benzer anayasal normları paylaşan Türk devletleri ve yurtdışındaki Türk hukuk camiası arasında, karşılıklı tecrübe paylaşımının yanı sıra işbirliğini de pekiştirmeyi amaçlıyor.
ANAYASAL KARDEŞLİK HUKUKU
Özkaya, TÜRK-AY’ın temsil ettiği bu dayanışmanın, “anayasal kardeşlik hukuku” nitelikleri taşıdığını vurgulayarak, ortak değerler temelinde kurulan bu iş birliğinin Türk dünyasında anayasa yargısının geleceğini şekillendirecek önemli bir model oluşturduğunu ifade etti. Bu yaklaşım, sadece mevcut mesleki deneyimleri zenginleştirmekle kalmayıp, aynı zamanda adalet ve insan hakları konularında evrensel standartların yerel uygulamalara yansımasını sağlayacak, ortak bir anayasal bilincin oluşmasına da katkı sunacak. Özkaya, bu değer temelli birlikteliğin gelecekte daha da güçleneceğine olan inancını dile getirirken, Türk Dünyası Anayasa Yargısı Konferansı’nın, bölgedeki ve uluslararası arenadaki hukuki işbirliğini derinleştirecek ve anayasa yargısının etkinliğini artıracak önemli bir platform haline geleceğini belirtti.