AİHM'den yasakçılığa karşı emsal karar: YouTube'u kapatmak özgürlüklerin ihlalidir
AİHM, video paylaşım sitesi YouTube'u yasaklayan Türk mahkemelerinin, ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdi. Avrupa Mahkemesi, yasakla tüm vatandaşların bilgi edinme hakkının engellendiğine hükmetti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2008 ve 2010 yılları arasında YouTube'un kapatılmasıyla ilgili yapılan bireysel başvuruyu sonuçlandırdı. Prof. Dr. Yaman Akdeniz, Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak ve Avukat Serkan Cengiz'in başvurusunu değerlendiren mahkeme, YouTube'un yasaklanmasını, ifade özgürlüğünün (AİHS 10. madde) ihlali saydı. Türk hâkim Işıl Karakaş'ın da yer aldığı AİHM heyeti, tüm vatandaşların bilgi edinme hakkının kısıtlanamayacağını hükme bağladı. Karar Twitter, Facebook gibi sosyal medya ve internet erişimine getirilen tüm kısıtlamaların da gerekçelerini çürüttü. AİHM, YouTube'un vatandaş gazeteciliği imkânı tanıdığına dikkat çekerek, vatandaşların mağduriyeti için direkt muhatabı olmasının gerekmediğini ifade etti.
Türk hâkim Işıl Karakaş'ın da aralarında bulunduğu 7 kişilik AİHM heyeti, kapatma kararını veren hükümet ve buna yapılan itirazları reddeden Türk mahkemelerini haksız bularak verdiği ders niteliğindeki kararında, ifade özgürlüğü, bilgi edinme ve adil yargılanma hakkı olarak tanımladığı 3 temel hakkın ihlal edildiğini ayrıntılı bir şekilde ele aldı. Kapatma, Atatürk'e hakaret içerdiği iddia edilen 10 video nedeniyle alınmıştı. Türk mahkemeleri nezdindeki çabaları sonuçsuz kalan Akdeniz, Cengiz ve Altıparmak, son çare olarak AİHM'ye başvurmuştu.
Toptan kısıtlama yapılamaz
10 tane videodan dolayı YouTube'un tamamına verilen erişimi engelleme kararını haksız bulan AİHM, bu tarz kısıtlama emirlerinin genele zarar verici hale getirilemeyeceğini savundu. “Kısıtlama emri, yalnızca bir saldırı olduğu şüphesine dayanan hususi yayınlar için dayatılabilir.” diyen mahkeme, bu hususu ifade özgürlüğünün ihlali olarak kabul etti. Bu düşüncesini “Verilen bu kısıtlama emri, bir yetkili mercinin AİHS'nin 10. maddesi ile garanti altına alınan haklara müdahalesidir.” cümlesi ile özetledi.
Herkes dava açabilir
YouTube yasağının eleştirildiği kararında mahkeme, bir vatandaşın mağdur olması için yasağın direkt muhatabı olmasının zorunlu olmadığını da karara bağladı. “Mahkeme; YouTube'a getirilen yasakta başvurucular direkt hedeflenmemiş olsa da, kendilerinin haklarını kullanma, bilgi edinme ve iletme haklarının ihlal edildiğini kabul etmiştir.” diyerek, sosyal medyaya getirilen sınırlamaların tüm vatandaşların hakkını ihlal etmek anlamı taşıdığını ve her bireyin buna hukuk önünde itiraz edebileceğini de hükme bağladı.
AİHM, başvuranların yaptığı işler gereği aktif YouTube kullanıcıları olduğu, video inceleme-araştırma yaptıklarına kanaat getirdi. YouTube'un gerçekten önemli bir kaynak olduğu kanaatini dile getiren AİHM, siteye erişimin engellenmesinin birçok bilgiye erişimi engellediğine dikkat çekti. Bunun dışında YouTube'un klasik medyanın dışında vatandaş gazeteciliği faaliyeti yapmaya imkân tanıdığı, klasik medyada gösterilmeyen haberlerin bu platformda gösterilme imkânı bulduğunu ifade etti. Kararda “YouTube, geleneksel medyadan elde edilemeyen siyasi bilgilerin yüklenebileceği bir çeşit ‘yurttaş gazeteciliği'ne izin vermektedir.” denildi.
Türk yetkilileri AİHM'de zor günler bekliyor
AİHM kararı, Türkiye'de son yıllarda sık sık yaşanan ‘erişime engelleme' sansürleri karşısında da hukuki emsal olacak. Dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın Bursa'da Twitter için sarf ettiği ‘Kökünü kazıyacağız.' ifadesinden kısa bir süre sonra, 21 Mart 2014'te Twitter kapatıldı. Kapatma kararını veren hâkim, tıpkı AİHM'de mahkûm olan YouTube kararında olduğu gibi, sadece ‘birkaç tweet'in kanuna aykırı olduğunu iddia etti. Twitter yasağının peşinden ise 28 Mart 2014'te Türkiye ikinci kez YouTube yasağı ile karşılaştı. Yargının neredeyse tamamen siyasî; hale dönüştüğü Türkiye'de GriHat, Karşı, Cumhuriyet, yenidonem.com gibi yayın organları da yasak zihniyetinden nasibini aldı. Bazen bir haber, bazen bir yazı, bazen bir gazeteden rahatsız olan siyasi irade, bu rahatsızlığını yayın organlarını susturmak için bahane olarak kullandı. Elinde yalnızca üç gazete almak için karar olan polisler, TOMA ve helikopter ile gazetelerin yazı işlerini bastı.