‘Faili meçhul'e kurban gidenlerin yakınları: O kurşun, Tahir Elçi'ye değil, hepimize sıkıldı
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesi, yakınlarını 90'lardaki faili meçhul cinayetlerde kaybeden aileleri bir kez daha yıktı. Elçi'nin, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için büyük çaba sarf ettiğini belirten aileler, “Onun da benzer şekilde öldürülmesi, bize 90'lı yıllardaki acıları bir kez daha yaşattı.” şeklinde konuştu.
Güneydoğu'da işlenen faili meçhul cinayetlerde yakınlarını kaybedenler, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesiyle bir kez daha yıkıldı. Şırnak'ta 1993-95 yılları arasında katledilen 20 kişiden biri olan İbrahim Danış'ın abisi Abdurrahman Danış, “Asıl şimdi mağdur olduk.” diyor. Faili meçhule kurban giden Abdullah Özdemir'in oğlu Abid Özmen ise “Tahir Elçi'nin ölümü bize 90'lı yıllardaki acımızı bir kez daha yaşattı.” ifadelerini kullanıyor. Cizre'de öldürülen İzzet Padır'ın oğlu Harun Padır, “Tahir abi 20 yıl boyunca mağdur ailelere sadece avukatlık değil ağabeylik yaptı. Bizim için hak ve adalet mücadelesi verdi. Şimdi biz onun için mücadele vereceğiz.” diye konuşuyor.
Şırnak'ın Cizre ilçesinde 1993-95 yılları arasında işlenen 21 faili meçhul cinayetle ilgili açılan ve aralarında emekli Albay Cemal Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ, köy korucuları ve itirafçıların bulunduğu 8 kişinin yargılandığı davada beraat kararı verilmişti. Bu davadaki mağdurların avukatlarından olan Tahir Elçi'nin ölümü, aileleri derinden sarstı. 1995 yılından beri mağdur ailelerin avukatlığını yapan Elçi, bölgedeki ilk davanın açılması için 20 yıl mücadelesi verdi. 2009'da açılan ilk faili meçhul davada ise müdafi avukat olarak yıllarca yer aldı.
‘20 YIL BOYUNCA YANIMIZDA OLDU'
1994'te evinin önünde uzun namlulu silahla öldürülen İbrahim Danış'ın abisi Abdurrahman Danış, kardeşinin katilleriyle ilgili dava açılmasını sağlayan kişinin Tahir Elçi olduğunu belirterek, “Allah razı olsun, elinden geleni yaptı. 20 yıl boyunca yanımızda olan Tahir Elçi'nin ölümü büyük bir kayıp oldu bizler için. Onun gibi adamları bir daha bulmak zor. 90'lı yıllarda yaralıydık ama asıl şimdi mağdur olduk, yüreğimiz burkuldu. Aslında o bizi savunduğu için öldürüldü.” değerlendirmesini yapıyor.
‘AYNI ACILARI BİR DAHA YAŞADIK'
1994'te gözaltında kaybedilen Abdullah Özdemir'in oğlu Abid Özmen ise şunları söylüyor: “Tahir Elçi, faili meçhullerin aydınlatılması için gece gündüz çalışıyordu. Her zaman mağdurların yanında yer aldı. 40'a yakın duruşmada yanımızda oldu, faillerin bulunmasını istedi. Hep gözü adalet ve barıştaydı. Bu ülkenin huzur ve barışı için Türklerin ve Kürtlerin kim olursa aynı bayrağın altında beraberce, insanca yaşamasını istiyordu. Tahir Elçi hiçbir zaman unutulmayacak. Bu yolda gösterdiği mücadele örnek oldu. Ölüm haberini duyunca 90'lı yıllardaki acıları bir kez daha yaşadık. O kurşun hepimize sıkıldı.”
‘BARIŞ İSTİYORDU, HAZMEDEMEDİLER'
1994 yılında evinden gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan İzzet Padır'ın oğlu Harun Padır da ‘barış ve huzur' isteyen bir şahsiyetin hazmedilmediğini ve manşetlerden hedef gösterildiğini dile getirerek şöyle devam ediyor: “Ülkenin barışı ve huzuruyla ilgili konuşan, cesur açıklamalar yapan ender kişilerden biriydi. Yakınları faili meçhullerle öldürülen kişilerin ifade vermesini sağlıyordu. Derdimizi dinliyordu, yardımcı oluyordu. Kimse Tahir Elçi'nin yerini tutamaz. Bundan sonra biz onun için mücadele edeceğiz. Keşke avukat olsaydım ve onun hesabını hukuken sorabilseydim.”