Ahmet Çakır - Pereira kritik eşiği aştı

En azından Süper Lig'in 10. haftasına kadar Fenerbahçe'nin bu sezon teknik direktör seçiminde ciddi bir hata yaptığını düşünen futbol adamlarının sayısı hiç de az değildi.

Bu kadar büyük transfer harcamasının ardından onun yaptığı ve yapamadığı birtakım işler, sıkıntı verici nitelikteydi. Rakiplerinden katbekat güçlü kadro maçlarını hemen hiç futbol oynamadan ve ancak tek farklı kazanabiliyordu. Buna UEFA Avrupa Ligi'ndeki Molde yenilgisi de eklendiğinde ortada hiç de iç açıcı bir tablo olmadığı açıktı.

Nitekim Başkan Aziz Yıldırım'ın medya ile arasının ciddi şekilde bozulmasına yol açan nedenler de büyük ölçüde bununla ilgiliydi. 70 milyon Euroluk transfere karşın durum geçen sezonkinden bile daha kötü görünüyordu. Haftada bir teknik direktörün gönderildiği bir ortamda Portekizli hocanın suyunun ısındığını düşünenler hiç de az değildi.

İşte böyle bıçaksırtı bir durumda zar-zor da olsa kazanılan maçlarla birlikte önce deplasmandaki Molde galibiyeti, ardından da Trabzonspor karşısındaki mutlak üstünlük Fenerbahçe'de sadece suların durulması değil çok daha fazlasını sağladı. Korumakta çok da zorlanmayacağı liderlik ve UEFA Kupası'nda da cepte görünen gruptan çıkma başarısı, Pereira'nın da önemli bir eşiği atlamasını sağladı.

Fenerbahçe belki hâlâ gerçek potansiyelinin altında bir futbol oynuyor ama istediğini elde etmeyi biliyor. Özellikle savunmadaki sağlamlık bundan sonrası için de güven veriyor. Sarı Lacivertli taraftarın umudu arttı, yüzler gülmeye başladı.

Epeyce önemli gelişmelerin yaşandığı haftanın en büyük sürprizi Beşiktaş'ın yediği vurgun oldu. Siyah Beyazlı takım artık ‘tutulmaz' denilebilecek bir noktaya doğru yürürken Akhisar Belediye karşısında neye uğradığını şaşırdı. Gerçi maçla ilgili bütün veriler Karakartal'ın mutlak üstünlüğünü gösteriyor ama top ağları bulmayınca bunlar fazla bir anlam ifade etmiyor. Bunu becerebilen de konuk takım oldu. Yine de bu durumu Beşiktaş için erken uyarı olarak görmek mümkün.

AKHİSAR MİSYON ÜSTLENDİ

Akhisar Belediye ve teknik direktörü Cihat Arslan her türlü övgüyü fazlasıyla hakediyor. Açıkçası bu kulübümüz M.Başakşehir'le birlikte Türk futbolunun çok az olan doğrularını temsil etme misyonunu yüklenmiş gibi görünüyor. Onların becerdikleri işi burada satıraralarında bırakmayıp manşetlere çıkarmamız gerekiyor. Böyle konuların pek fazla okuyucusu olmasa da…

Mustafa Denizli'nin Galatasaray'ı haftanın merak konuları arasında ilk sıradaydı. Oysa sahadaki takım neredeyse harfiyen Hamza Hamzaoğlu'nundu. Bilal ve Umut'un oynayamayışı o kadar belirleyici bir durum değildi. Takımın performansı da aynı çizgide kaldı. Bu kadar çok öne geçip de bunu koruyamamak kolay açıklanabilir bir durum değil. Herkesin ilk aklına gelen transfer oluyor ama çarenin takım içinden de bulunabileceği açık.

Kuşkusuz Denizli'nin takıma damgasını vurması için zaman gerekli ama bu arada şampiyonluk treninin kaçmakta olduğu da görmezden gelinemez. 13 maçta 23 puanlık birikimle hedefe ulaşabilmek için hiç vakit geçirmeden ciddi bir sıçrama yapmak gerekiyor. Üstelik, şampiyonluğu sizden çok daha fazla isteyen iki güçlü rakibiniz olduğunu da unutmayacaksınız.

Trabzonspor için söylenebilecek yeni ve ilginç birşey yok. Hesapça kendileri için çok özel bir önemi bulunan maçta Fenerbahçe karşısında hazin bir dağınıklık içindeydiler. Geçici teknik direktörünün bile umutsuz vaka olarak gördüğü takımın kendine gelebilmesi için nelerin gerekli olduğu belli ama bunun nasıl olacağı bilinmiyor.

KAYSERİSPOR, BURSA'YI ATEŞE ATTI

Kayserispor'un deplasmanda Bursa-spor'u yenip Ertuğrul Sağlam'ı ayrılmak zorunda bırakması haftanın önemli olaylarından biriydi. Sadece Bursaspor'da değil başka kulüplerde de asıl böyle durumlarda teknik direktörü göndermemek gerektiğini anlatabilmek çok zor. Takımın yenilenme döneminde olağan sayılabilecek bu tür sıkıntılar ne yazık ki tek çare gibi görünen hocanın yollanmasıyla sonuçlanıyor. Sonrasında daha büyük sıkıntılar o takımı bekliyor.

Sadece haftanın değil uzun yılların en unutulmaz olaylarından biri Başkent'te yaşandı. Gençlerbirliği, iki oyuncusu atılmış olan rakibi Gaziantepspor karşısında son dakikalarda yediği gollerle kendisi için hazine değerindeki 2 puanı yitirdi. Elbette ki Gaziantepspor'un başarısı ve bunda büyük payı bulunan Muhammet'in olağanüstü çabası unutulmamalı. Ancak evsahibi takımın yaşadığı fiyaskonun boyutları kolay anlatılacak gibi değil.