Akıllı mı zeki mi olsun?
Zekâ ile ilgili son yıllarda birçok çalışma ve yayın ortaya çıkmaya başlamıştır. Ancak günümüz insanının temel sorunları içerisinde zekâya rağmen akıl fonksiyonlarını kullanamamak vardır. Bu konu anne-babaların da kafa karışıklığını arttırmakta. Sanki zekâ çok iyi olunca bütün sorunların çözüleceğini düşünmektedirler.
Anne babalar çocuklarının daha zeki olduğunu ispat etmek için birbirleri ile yarışmakta, çocuklarının normal gelişim süreçlerini bile üstün zekâ potansiyeline bağlayarak onlara anlamsız bir stres yaşatmaktadırlar. Hatta bu sorunu bazı eğitim kurumlarının "üstün zekâ veya potansiyel'' şeklinde yönettikleri sistemlerinde arttırdığını görüyoruz.
Zekâ yerinde kullanılmazsa mutsuzluk getirir
Bir kişinin zekâ fonksiyonları ne olursa olsun eğer akıl fonksiyonlarını tam olarak kullanamıyorsa o kişi hem kendisi hem de çevresi adına ciddi sıkıntıları beraberinde getirmektedir. Zekâsını iyi yönetemeyen bir kişinin kendisine ve çevresine mutluluk getirmesi düşünülemez. Vücut kasları çok iyi olan bir kişinin sürekli kavga ve huzursuzluk çıkarmasına benzer bu kişilerin zekâsı kendi sistemleri içinde sorun çıkaran bir odak haline gelebilir. Öyleyse kişide zekâ iyi olsa bile onun yönetiminin önemli olduğunu vurgulamak gerekir.
Anne-babalar zekâyı çok önemsiyor
Bu açıdan birçok anne babanın zekâ kısmına çok takıldıkları ve çocuklarının daha zeki olmaları için ellerinden geleni yaptıklarına şahit oluyoruz. Aslında zeki çocuğun akademik olarak daha başarılı olduğu gerçeğinden yola çıkan bu bakış açısı insana tam olarak hitap etmemektedir. Çocukların zihin fonksiyonları içinde birçok unsurun olduğunu fark etmeyen anne babalar sadece zekânın artırılması için çaba sarf etmektedirler. Kendilerine şu soruları sormaları gerekiyor çocuğumun duyguları, yargılaması, algılaması, dikkat becerisi, öğrenme kapasitesi, kontrol mekanizmaları yeterince çalışıyor mu? Bu alanlar hemen her birey için hayli önemli sonuçları olan konulardır.
Eğitim hayata değil sınava hazırlıyor
Maalesef günümüz eğitim sistemi çocukları geleceğe hazırlamak yerine sadece sınava hazırlamak gibi bir rol üstlenmiş durumdadır. Bu durumda ise çocuklarımız sadece çok ağır yük taşımaktan yorulmuş bıkmış hale gelip tükenme yaşamaktadırlar. Özellikle en temel akıl fonksiyonlarını kazandırmak yerine sadece ‘‘akıl oyunları'' gibi basit bir seviyeye indirip çocuğa sunan bir sistem ile karşı karşıyayız. Bu açıdan çocukları daha bütüncül biyo-psiko-sosyal bir varlık olarak ele almak zorundayız. Bu konuda farkındalık oluşturmayı planladığım facebook/norogelisim sayfamızı takip edebilirsiniz. Hepinize sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.
Muvaffakiyet zekâ ile olmaz
Nice zeki insanların hayatlarında başarısız olduklarını görebiliyoruz. Birçok konuyu bilen derslerinde çok iyi diyebileceğimiz bir çocuğun günlük hayattaki basit bir problemi çözemediği ve buna bağlı olarak ciddi kırılmalar yaşadığı örnekler giderek artıyor. Çocukların sorunlarla baş etme mekanizması, olaylara karşı dayanıklılığı, güçlü savunma mekanizmaları, sosyal ve duygusal alanda güçlendirilmesi ve doğru karakterin verilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde motoru tekleyen bir araç gibi ciddi arızalar ve hedefe ulaşmadan yolda kalmalar söz konusu olabilecektir.
Osman Abalı'nın Meydan Gazetesi'ndeki yazısı için tıklayınız..