Добавить новость
ru24.net
Все новости
Декабрь
2015

Almanya'nın ilk camisi

0
Zaman 

Gündemin ayrılmaz parçası olan mülteciler, sığınma kampları aklımıza Berlin'deki Hilal Kampı'nı getirdi. Birinci Dünya Savaşı esnasında Berlin'de kurulan kamp, Müslüman esirleri Osmanlı adına savaşmaya ikna etmek üzere tesis edilmişti. Kampın hikâyesini, buranın simgesi haline gelen Wünsdorf Camii üzerinden anlattık.

Suriye'de yaşanan insanlık dramıyla birlikte meçhule doğru giden kitlesel göç hareketleri baş gösterdi. Başta Türkiye'de yaşayan iki milyonu aşkın Suriyeli mültecinin yanı sıra pek çoğu da batıya doğru yollara düştü. Kaçak yollardan Avrupa'ya girmek için son parasını verip canhıraş bir mücadeleye girenlerden bazıları umuda yolculuğun bedelini canlarıyla öderken, hedefine varmış görünenler ise uluslarası görüşmelerin en baş gündem maddeleri arasında bulunuyor. Mülteciler, sağınma kampları derken bir asır evvel Almanya'nın başkenti Berlin'de açılan bir kamp aklımıza geldi. Hilal Esir Kampı, savaş esnasında tatbik edilen stratejik bir uygulamayı hatırlatıyor.

Almanya'nın ilk camisi

Birinci Cihan Harbi'nde İtilaf Devletleri'ne karşı Osmanlılar ile beraberce savaşa giren Almanya; İngiliz, Rus ve Fransız ordusu adına savaşıp esir düşen Müslüman askerler için Berlin civarında bir esir kampı inşa etmişti. Başkentin 60 kilometre güneyindeki Wünsdorf'ta Afrika Kıtası ve Hint Yarımadası'ndan gelen esirlerin içinde Müslümanlarla beraber Sihler ve Hindu dinine mensup olanlar da mevcuttu. O günleri belgeleyen fotoğraflara baktığımızda esirlerin rahatlıkla yaşayabilecekleri bu kampta, 15 bin kişilik bir mescit, kütüphane ve halk oyunları orkestrası bulunuyor. Peki, savaş esirini hoş görmekten çok öte bir lütufla sunulan ikramlar ne içindi? Kampın simgesi haline gelen görkemli ve sanatlı Wünsdorf Camii, nasıl ve niçin tesis edilmişti?

Komplo teorilerinden uzak tarihî; kayıtlar ışığında bugüne intikal eden bilgiler şunları söylüyor: İtilaf devletleri saflarında savaşmış muhtelif milletlerden esirlerin bulunduğu Halbmondlager yani Hilal Esir Kampı, 3 bin ila 5 bin arasında Müslüman esir barındırıyordu. Bu kamp, devrin tesirli Alman diplomatı Max von Oppenheim'in ortaya attığı fikir doğrultusunda tesis edilmişti. Alman makamları şimdi Zossen şehri sınırları dahilinde bulunan kampa bir de Müslüman mabedi inşası için tahsisatta bulundu. İtilaf devletleri için çarpışanların da talep ettiği Wünsdorf Camii, savaş patladıktan hemen hemen bir sene sonra 1915 Temmuz'unda ibadete açıldı. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sınırlarında çokça görülen oryantalist mimarinin bir şubesi olarak Pseudo-Moorish tarzında bina edilen cami, törenle ibadete açıldı. Tamamı ahşaptan olmakla beraber kubbesi, 12 metre çapında ve 16 köşeden müteşekkildi. Tarz itibarıyla Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra'ya benzetilmişti. İbadethanenin pencereleri renkli camlarla tezyin edilmiş, ayrıca 25 metre yükseklikteki bir minare ve avlusunda devamlı akan estetik bir şadırvanla desteklenmişti. İngiliz, Fransız ve Rus sömürgesi olarak tutuklanan esirlere rahat bir ibadet ortamı sunmuştu. Sih, Hindu ve İrlandalıların da bulunduğu kampta Müslümanlar için hususi yapılan tüm bu masraf boşuna değildi elbette. Alman diplomatın Oppenheim'in kurdurduğu esir kampının temelinde şu gaye bulunuyordu. Müslüman olarak karşı cephe için savaşmış Afgan, Hintli, Tatar ve Afrikalı Müslüman neferlerin, Almanya'nın müttefiki olan Osmanlı Devleti saflarına geçmesi için irşad edilmeliydiler. Şeyhülislamın bu emeli, 10 Aralık 1914 tarihinde, o zamanın İstanbul Büyükelçisi Wangenheim aracılığıyla Alman Dışişleri'ne iletildiğinde müspet bir karşılık gördü ve cami projesi hayata geçirildi. İnşa edilen Wüsndorf Camii, bu sayede Almanya'daki ilk cami olma payesini elde etti.

Wünsdorf Camii bahçesinde bayram namazı (altta) ve kurban kesimi (üstte).

Hutbe ile gelen tesir

Alman ve Osmanlı yetkililerinin de hazır bulunduğu açılışta ilk hutbeyi Tunuslu alim Muhammed Hüseyin verdi. Muhammed Hüseyin, II. Abdülhamid Han'ın istihbaratı için çalışıyordu. Kampta sürekli olarak dağıtılan propaganda gazetesiyle de neşredilen hutbede İttifak devletlerinin savaşta muzaffer olacağı ve Osmanlı riyasetinde birleşen bütün Müslüman halklara kendi hürriyetlerinin temin edileceği vaat ediliyordu. Düşman askerleri arasına da bırakılan gazete az zamanda büyük akisler vücuda getirdi. 3 bin civarındaki Müslüman asker, fikrini değiştirerek Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da Osmanlı saflarına geçip savaşmaya başladı. Kampta burada vefat edenler için müstakil mezarlıklar ve bir de Tatar askerler için abide dikildi. Kalanlar ise savaşın ardından Alman hükümeti tarafından memleketlerine gönderildi. Rivayetlere göre, cami 1924 senesinde kılınan bayram namazına kadar hizmete devam etti. 1930 senesine gelindiğinde ilgisizlikten dolayı Alman makamları tarafından tamamıyla yıktırıldı. Bugün itibarıyla çevredeki Tatar mezarlığı ve abide yaşamaya devam ediyor. Geçtiğimiz ağustos ayının ortalarında yayınlanan bir haberde ise Alman arkeologların Wünsdorf Camii'nin temellerine ulaştıkları ilan edilmişti.




Moscow.media
Частные объявления сегодня





Rss.plus




Спорт в России и мире

Новости спорта


Новости тенниса
WTA

Мирра Андреева вошла в топ‑10 чемпионской гонки WTA






Посол РФ назвал партнерство с Китаем ключевым фактором стабильности в мире

Будущий учебный корпус на улице Генерала Глаголева готов более чем на 70%

Участнику дела о теракте в «Крокусе» смягчили приговор из-за помощи Дому ребенка

Об уголовной ответственности за незаконное предпринимательство