Tutuklu gazeteciler için umut nöbetinde 5. gün: Türk halkı, haber alma hakkına sahip çıkmalı
Tutuklu gazeteciler için Silivri Cezaevi'nin önünde başlatılan ‘umut nöbeti'ni, Ayşenur Arslan, Atilla Gökçe ve Filiz Akgün devraldı. Meslektaşlarının derhal serbest kalmasını isteyen üç isim, bütün gazetecileri nöbete davet etti.
Türkiye'de haber, köşe yazısı ve dizi senaryosundan dolayı aralarında Hidayet Karaca, Mehmet Baransu, Gültekin Avcı, Cevheri Güven gibi isimlerin bulunduğu 30 gazeteci aylardır cezaevinde tutuluyor. Son olarak Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, MİT TIR'larını haber yaptıkları için tutuklanarak cezaevine gönderildi. Başta Dündar ve Gül olmak üzere tutuklu gazetecilere destek olmak için gazeteci Mete Akyol'un 3 Aralık Perşembe günü Silivri Cezaevi önünde başlattığı ‘umut nöbeti' devam ediyor. Akyol'un başlattığı nöbeti dün gazeteci Ayşenur Arslan, Basın Konseyi Yüksek Kurulu Üyesi Atilla Gökçe ve Rotahaber yazarı Filiz Akgün devraldı.
GAZETECİLERİ NÖBETE DAVET EDİYORUM
Gazeteciler üzerindeki baskının her geçen gün arttığını belirten Ayşenur Arslan, bu baskının artık çığırından çıktığını söyledi. Tüm meslektaşlarını nöbet tutmaya davet eden ve halkı da kendi haber alma hakkına sahip çıkmaya çağıran Arslan şöyle devam etti: “Bizler susmayalım, gerçekleri anlatalım diye bu çileyi çektiklerini düşünüyorum. Bütün Türk halkını da gazetecilere, yani kendi haber alma haklarına sahip çıkmaya çağırıyorum. Bizim burada geçireceğimiz birkaç saat onların ödediği bedelin yanında bir hiç. Ama en azından bu kadarını yapabilmiş olmak önemli. Bütün gazeteci arkadaşlarımı bu nöbete davet ediyorum. Can Dündar ve Erdem Gül haberci oldukları için yatıyorlar. Bizler susmayalım, gerçekleri anlatalım diye bu çileyi çektiklerini düşünüyorum. Onlar çok ağır bedeller ödüyorlar. Her ikisi de tecritte tek kişilik hücrede kalıyorlar. Havalandırma dahil yakınları ve avukatları dışında kimseyi görmüyorlar. Bu artık tutuklamanın ötesinde bir zulümdür. Son 6 aydır yaşadıklarımıza ben inanamıyorum. Baskına uğrayan, kapatılan gazete ve televizyonlara bakıyorum; onlarca, yüzlerce meslektaşımın işsiz kaldığını görüyorum. Meslektaşlarımın sesini daha gür çıkartarak bu haksızlık ve zulmü bütün Türkiye'ye duyuracaklarını ümit ediyorum.”
GAZETECİLİK SİLİVRİ'DE TECRİT EDİLİYOR
Rotahaber yazarı Filiz Akgün de basına yönelik bu baskı ve tutuklanmalarla halkın özgür haber alma hakkının kısıtlandığını dile getirdi. Akgün, “Gazeteciler Silivri'de tecrit ediliyorlar, betona gömülüyorlar bir diğer tabirle. Tutuklu gazetecilerin aileleriyle birlikte tutuklandığını düşünüyorum. Halkın haber alma özgürlüğü Silivri sayesinde elinden alınmıştır. Çok açık ve net söylüyorum. Hepimiz bir baskı altındayız. Ben bile yazılarımı yazarken bazı cümleleri siliyorum. Öyle bir baskı altındayız ki hayatın her anında bunu yaşıyoruz. Üzgünüz, böyle olmamalı.” diye konuştu.
TÜM GAZETECİLER ÖZGÜRCE ÇALIŞMALI
Eski Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkanı ve Basın Konseyi Yüksek Kurulu Üyesi Atilla Gökçe ise Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bile Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutukluluğunu yadırgadığını söyledi. Dündar ve Gül'ün evrensel hukuk kuralları çerçevesinde tutuksuz olarak yargılanmaları gerektiğini ifade etti. “51 yıllık spor gazetecisiyim. Müzik, spor ve hukuk evrensel kavram ve değerlerdir. O nedenle, hiçbir siyasi tavır altında kalmadan tüm gazetecilerin özgürce çalışmasını, yargılanacakları bir durum var ise tutuksuz yargılanmasını dilerim. Benim vicdanım böyle söylüyor.”