Ahmet Çakır - Ummadığın taş…
Trabzonspor karşısında rahat elde edilen galibiyetten çok, Molde önündeki müthiş mücadele nedeniyle Fenerbahçe ve Pereira'nın kritik eşiği aştığını yazmıştım.
Gaziantepspor bununla ilgili olarak sanki “acele etme, bizimki zor bir lig” dercesine sıkı performans ortaya koydu. Kağıt üzerindeki aşırı favori Fenerbahçe, hesapta olmayan bir kayıp yaşadı.
Maça iki taraf da hemen gol atmak hesabıyla başlamış gibiydi. Bunu beceren Gaziantepspor oldu. Golde kaleci Volkan'ın hatası vardı. Fenerbahçe hemen karşılık verecek gibiydi ama rakibin direnci karşısında bocaladı. Sonrasında oyun disiplininden de kopmaya başladı. Sarı Lacivertli takım tek kale oynarken Hasan Ali'nin direkten dönen vuruşu dışında bir iş çıkaramadı.
Ev sahibi takım savunmasının çaresizce uzaklaştırmaya çalıştığı top sonrasında Hasan Ali'nin oyun dışı kalışı kader anı olabilirdi ama aradaki olağanüstü güç farkını biraz azaltmak dışında etki yapmadı. Fenerbahçe, bunun sonrasında da rakip yarı alandaydı. Ancak sakin ve dengeli bir set oyunuyla sonuca gitmek yerine bireysel çabalarla iş bitirme derdine düşünce beklediğini bulamadı. Ev sahibinin alışkın sayılacağı kötü zemin de görmezden gelinemeyecek bir engeldi.
Gaziantepspor'un ortaalanda top kullanabilen adamının olmayışı, sayısal üstünlüğünü işe yaramaz duruma getirdi. Üstelik çoğu pozisyonda rakiplerini göz markajında tutmakla yetindiler. Eksik rakibin baskısını kıramayışları, çok şanslı iki golle öne geçmelerine karşın bunu koruyamayışlarında temel etkendi. Güç ve kalite farkı tamam da, bu kadar pasif bir oyun anlayışı nasıl mutluluk getirir?
Pereira, Volkan Şen hamlesini geç yaptı. Çıkması gereken de Diego değil Nani olabilir ya da kendi alanından çıkamayan rakip karşısında iki stoperin birinden vazgeçilebilirdi. Zaten Souza çıkarılıp ortaalan boşaltılmıştı. Nitekim bundan sonra Gaziantepspor ortaalanda biraz top kullanabilir hale geldi. Uzatma bölümünde ev sahibinin penaltılık pozisyonu yorumculara iş çıkardı, Fernandao'nun direkten dönen vuruşu Fenerbahçe'nin talihsizliği oldu.
Uzun süredir ilk kez iyi-kötü seyircinin geldiği karşılaşmadan (7 bin 535 kişi) mutlu ayrılan ev sahibi oldu. Gaziantep'te hiç de ummadığı taş belki Fenerbahçe'nin başını yarmadı ama epeyce canını acıttı. Sarı-Lacivertli takım geçen hafta Beşiktaş'ın yenilmesiyle ele geçirdiği liderliği burada yitirdiği 2 puanla geri vermek zorunda kaldı. Bu, Beşiktaş kadar Galatasaray'ı da zirveye yaklaşma sevinci yaşatann bir durumdu.