‘Casus belli' tehdidi
Rusya Başbakanı Medvedev dün şok bir açıklama yaptı. Medvedev, Türkiye'nin sınır ihlali yapan Rus uçağını düşürmesinin savaş sebebi (casus belli) olduğunu iddia etti. Buna rağmen ‘simetrik bir cevap' vermediklerini söyleyen Rus başbakan, “Fakat yaptıklarının hesabını vermeleri gerektiğini görmemiz gerekiyor.” dedi.
Rusya ile yaşanan uçak krizinde Ankara'nın tansiyonun düşmesi için verdiği diyalog mesajlarına rağmen Moskova tehditkâr bir dil kullanmaya devam ediyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen hafta Türkiye'nin sınır ihlali yapan Rus uçağını düşürmesinin bedelini ödeyeceğine dair açıklamasının ardından dün de Başbakan Dmitri Medvedev'den şok açıklamalar geldi. Medvedev, Türkiye'nin Rus jetini vurarak uluslararası hukuku ihlal ettiğini öne sürerken bunun, savaş sebebi (casus belli) olduğunu dile getirdi.
Birçok Rus televizyonunda canlı yayınlanan ‘Başbakan İle Söyleşi' programında gazetecilerin, Moskova'nın Türkiye'ye yönelik ekonomik yaptırımlarıyla ilgili bir soruyu cevaplayan Medvedev, “20. yüzyılda ülkeler bu benzer olay karşısında nasıl davranırdı? Savaş başlardı. Çünkü bu, bir yabancı ülkeye doğrudan saldırı. Tabii ki günümüz koşullarında savaş durumu en kötü seçenek. Bu yüzden aynen karşılık vermemek için karar alındı. Yaptıkları esasen uluslararası hukuk ve bütün genel kabul görmüş kuralların ihlali olup, ülkemize karşı saldırgan bir eylemdir. Uluslararası hukuk terimleriyle konuşursak bu ‘casus belli' yani savaş başlatma sebebidir.” ifadelerini kullandı. Rusya yönetiminin savaş yolunu seçmediğini söyleyen Medvedev ancak, “Türkiye'ye bunun bedelini ödeyeceğini göstermek zorundaydık. Bu nedenle vatandaşlarımızın güvenliği için böyle bir karar (yaptırım) aldık.” dedi. Ankara'yı diplomatik dille tehdit eden Rusya, uçak krizi sonrası Akdeniz'e yığdığı güçle de Türkiye'ye gözdağı veriyor. Rusya, 24 Kasım'da uçağının düşürülmesinin ardından Suriye'ye elindeki en gelişmiş hava savunma sistemi olan S-400 ve S-300 füzelerini konuşlandırmış, bu ülkedeki savaş uçağı sayısını artırırken Doğu Akdeniz'e takviye savaş gemileri ve denizaltı göndermişti.
PUTİN'DEN ‘NÜKLEER' AÇIKLAMA
Önceki gün Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile görüşen Rusya Devlet Başkanı Putin, ordunun Suriye'de IŞİD'le mücadelede kullandığı silahların etkilerinin analiz edilmesi talimatı verdi. Rus Sputnik haber ajansına göre terörle mücadelede nükleer silahların gerekli olmadığını söyleyen Putin'in, “Umarım böyle bir şeye asla ihtiyaç duymayız.” sözleri ise dikkat çekti. Rus lider dün İngiltere Başbakanı David Cameron ile yaptığı telefon görüşmesinde ise düşen uçağın karakutusunu incelemek üzere Moskova'ya İngiliz uzman gönderilmesini istedi.
Davutoğlu: rusya, etnik temizlik yapıyor
Başbakan Ahmet Davutoğlu dün İstanbul'da bazı yabancı gazetecilere yaptığı açıklamada, Rusya'nın Suriye'nin kuzeyindeki Lazkiye kentinde etnik temizlik yapmaya çalıştığını söyledi. Muhalif Sünni ve Türkmen nüfusun bölgeyi terk etmeye zorlandığını söyleyen Davutoğlu, Rusya'nın bu yolla rejim için güvenli bölge tesis etmeye çalıştığını belirtirken, “Rusya, bölgede etnik temizlik yaparak, Suriye'nin ve kendisinin Lazkiye ve Tartus'taki üslerini korumak istiyor.” ifadelerini kullandı. Musul'un Başika bölgesine Türk askerlerinin gönderilmesine de değinen başbakan, bu kararın saldırı değil IŞİD'e karşı ‘dayanışma' amacını taşıdığını dile getirdi.
Rusya, BM'den istediğini alamadı
Türkiye üzerinde uluslararası baskı oluşturmak isteyen Rusya, Musul yakınlarına Türk askeri gönderilmesini, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne taşıdı, ancak arzu ettiği sonucu elde edemedi. Rusya, Konsey'den Türkiye'yi asker sevkiyatı konusunda eleştiren bir basın açıklaması yapmasını istedi. Fakat ABD başta olmak üzere Güvenlik Konseyi'nin Batılı üyelerinin buna karşı çıktığı öğrenildi. Basına kapalı oturumun sonunda gazetecilere konuşan Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vitaly Churkin, hayal kırıklığı yaşadığını belirtti. Toplantıda düşürülen Rus savaş uçağının ise gündeme gelmediğini söyledi. Irak'ın BM Büyükelçisi Muhammed Ali el Hakim de asker sevkiyatını “uluslararası hukuka aykırı” diye niteledi. Ancak Bağdat ve Ankara'nın bu konuyu ikili temaslarla çözmeye çalıştığını, sürecin iyi gittiğini düşündüğünü söyledi.