Nurullah Öztürk - Yeni yıla girerken ekonomik görünüm
Global bir araştırma ve denetim firmasının 2015 yılı başında yaptığı bir araştırmaya göre iş dünyasının satın alma ve yatırım kararlarını; yüzde 25 siyasi istikrar, yüzde 23 uluslararası pazarlardaki gelişmeler, yüzde 19 büyüme beklentileri, yüzde 15 bölgesel siyasi gelişmeler etkiliyor.
Siyasetin hayatın tüm alanlarını kuşattığı, odak noktası haline geldiği ülkelerde yatırım ve mutluluk düşer, güvensizlik ve endişe yükselir. Türkiye, güven ve pozitif beklenti endeksinin istikrarlı düşüşü ile bir yılı kapatırken daha zor bir yıla merhaba diyor.
FED'in dört kez faiz oranları ile ilgili düzeltme yapacağını duyurduğu bir yılda şüphesiz ki, bizim gibi ülkelerin kırılganlığı daha da artacak yatırımlar iyice yavaşlayacaktır.
Yabancı kaynak girişi azalan ve durağanlaşan ekonomik büyüme ortamında ödemeler dengesini sağlamak daha da zor olacaktır. Merkez Bankası raporlarına göre yüzde 13,1'i devlete, yüzde 86,6'sı özel sektöre ait vadesi bir yıl veya daha kısa süreli borç stoku 171,3 milyar dolar.
Toplam dış borç dokuz yılda 226 milyar dolar artarak 405 milyar dolara ulaştı ve bu borcun 285,6 milyar doları devlete ait. Bu tabloya bakılırsa, önümüzdeki günlerin en önemli kaygı verici ekonomik gerçeği, borçların nasıl çevrileceği.
Türkiye 2009 yılına kadar şirket birleşmeleri ve varlık satışı yoluyla önemli bir yabancı kaynak çekmeyi başarmıştı, 2010 yılı ve devamında yabancıların payı hızla azalmaya başladı. 2014-2015 yılında toplam şirket satışı ve birleşmesi hacmi yaklaşık 22 milyar dolar; en yüksek hacimli ilk on işlemin toplam tutarı 13 milyar ve bunun da sekizi kamu kaynaklı. Özel sektör payının yüzde 24, kamunun yüzde 62 olduğu bir ortamda özel sektörün yatırım miktarı ve hızının artırılması için yoğun bir mesaiye ihtiyaç var.
Türkiye son beş yılda ağırlıklı olarak devlet kaynaklı olmak üzere 20-25 milyar dolar civarı özelleştirme ve şirket satışı sağladı. Geçen dönem şirket satın alma ve birleşmelerinde ilk üçü oluşturan enerji, ulaştırma ve finansal hizmetler sektörleri bu döneme de damgasını vuracaktır.
Cari açığın finansmanında ilk akla gelen kestirme yol yine kamu kaynaklarının özelleştirilmesi olacaktır.
Bu özelleştirmeler bir defalığına devlete, devamında çok özel(!) şirketlere sürekli kaynak temin edecek özelleştirmeler olacaktır.
2016 yılında TCDD, TDİ'ye ait limanlar, şeker fabrikaları, köprü ve otoyollar, İGDAŞ, İSPARK, bazı kamu bankaları, enerji santralleri madenler ve yeniden satışa konulacak Milli Piyango ve Spor Toto, özelleştirmenin kapsama alanındaki yıldızları olacaktır.
2016 geçen yılları aramadığımız hep birlikte; huzuru, ekmeği barışı ve umudu büyüttüğümüz bir yılın başlangıcı olur mu bilinmez lakin;
Türkiye, ekmek, su, hava ve toprak kadar huzura, birlik beraberliğe, adalet ve özgürlüğe muhtaç.
Türkiye dış politikada; ABD ve AB başta olmak üzere, Rusya, Ortadoğu, Avrasya, Balkanlar, Çin, İran ve Suriye ile ilişkileri geniş bir mutabakat ve ulusal menfaatlere uygun şekilde yeniden dizayn etmeli.
İç politikada yeni bir siyasi mimari ve iç barışın tesisi temin edilmeden, kimse hiçbir yerde, hatta mezarında dahi huzur bulamaz.
Kendi evinin içini düzene sokamayan, huzur sağlayamayanın hiçbir iddialı hedefini gerçekleştirmesi söz konusu değil.
YENİ YILA YENİLİK GEREK
Mevcut düzen ve şartlar altında demokratik temayüllerin benzer sonucu vereceği gerçeği bilindiği halde, değişim ve dönüşüm adına reformist ve radikal adımlar atmaktan kaçınmak ülkenin bataklığa dönüşmesine ortam hazırlamak demektir.
Çıkış için yenilenme şart!
Türkiye siyaseti de ekonomisi de tıkanmıştır.
Menfaatperestler ve gerçeği algılama eşiği düşük bireyler dışında herkes mağdur ve muzdarip.
Etrafımızda olup bitenlerden ders alma yetimizi yitirmediysek, kafamızı kaldırıp baktığımızda bize de umut ışığı olabilecek emareler mevcut.
İspanya'da Pablo İglesias liderliğinde katıldığı ilk seçimde 69 milletvekilliği ile iki partili hayata son veren Podemos ve Ciudadonas ile Yunanistan siyasetine yeni bir soluk getiren Aleksis Çipras liderliğindeki Syriza benchmark edilebilir modeller olarak bize de ilham verebilir.
Bu vesileyle tüm insanlığın yeni yılını kutlarken, eşref-i mahlukat olmanın onuruna uygun bir yaşam dilerim.