Siyasetin çalkantılı yılı: 2015
Türkiye, 2015 yılında dış politika ve ekonomide olduğu gibi siyasette de çalkantılı bir dönem yaşadı.
Peş peşe iki milletvekili seçimi yapıldı. 7 Haziran seçimlerinde sandıktan çıkan irade, ülke yönetimine yansıtılamadı. Hükümet kurulamadı. Ekonomide bozulmayla birlikte terör olayları patlarken topluma korku pompalandı. Bu ortamda, Türkiye'de ilk kez cumhurbaşkanı tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verildi. Yine ilk kez seçim hükümeti kurulurken AK Parti ve bağımsızlardan bir kabine oluşturuldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi 1 Kasım'da erken seçime götürdü. Seçimlerde AK Parti yeniden tek başına iktidara geldi. 2015, siyasette yaprak dökümü olarak nitelenebilecek bir yıl da oldu. Türkiye'nin 40 yılına damga vuran duayen politikacı 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hayata gözlerine yumdu. Yine 12 Eylül darbesinin mimarı 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile darbe döneminin Başbakanı Bülend Ulusu da hayatını kaybetti. Pek çok önemli politikacı da aktif siyasete veda etti.
ERDOĞAN MEYDANLARA ÇIKTI
2015, takvimlere seçim yılı olarak geçti. Türkiye için dönüm noktası olarak nitelenen 7 Haziran seçimleri, büyük bir siyasi kamplaşmanın gölgesinde yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan meydanlara çıktı. “Tarafsızlığını ihlal ediyor” eleştirilerine aldırmadan toplu açılışları gerekçe göstererek mitingler düzenledi.
7 HAZİRAN, AK PARTİ'NİN KÂBUSU OLDU
17-25 Aralık yolsuzluk iddiaları, Kaçak Saray, VIP torpil iddiaları ve israf tartışmalarının gündeme damgasını vurduğu 7 Haziran seçimlerinde sandıktan sürpriz bir sonuç çıktı. AK Parti devletin gücünü sonuna kadar kullanmasına rağmen iktidarı kaybetti. Millet, hukuk ve demokrasiyi rafa kaldıran AK Parti'ye verdiği desteği çekti ve oy oranını bir önceki genel seçimlere göre yüzde 49,9'dan 40,8'e düşürerek cezalandırdı. HDP, tarihinde ilk kez barajı aşarken MHP gözle görülür bir yükseliş kaydetti. CHP ise oy oranını korudu.
KOALİSYON KURULAMADI, ERDOĞAN SEÇİM KARARI ALDI
Seçimlerin ardından toplum, halkın sandığa yansıyan iradesinin iktidar olmasını beklerken Saray, ‘tekrar seçim' stratejisini devreye soktu. HDP'li bir koalisyona kapıları kapatan MHP lideri Devlet Bahçeli, ‘yüzde 60 muhalefet blokunun' koalisyon hükümeti kurma ihtimalini boşa çıkardı. Bu da AK Parti ve Saray'ın elini rahatlattı. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun CHP ile başlattığı ‘istikşafi koalisyon görüşmeleri' 32 gün sürdü. Başbakan Davutoğlu, CHP'nin ardından MHP'nin kapısını çaldı, ancak koalisyon teklif etmedi. Böylece AK Parti'nin seçimlerin ardından koalisyon kurulması için gerekli olan 45 günlük süreyi doldurmaya yönelik taktiği, oyunu iyi okuyamayan muhalefet partilerinin yardımıyla başarıya ulaştı. Hükümet kurulamayınca Türkiye ilk kez cumhurbaşkanının kararıyla tekrar seçime gitti. Kurulan seçim hükümetinde ise yine AK Parti ağırlıklı oldu.
1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI AK PARTİ'Yİ BİLE ŞAŞIRTTI
Türkiye, 1 Kasım seçimlerine giderken topluma gerilim ve korku pompalandı. Terör örgütü PKK ile yürütülen çözüm süreci son buldu. Terör olayları yeniden başladı. Türkiye, 7 Haziran'dan sonra yüzlerce şehit verdi. Bu ortamda yapılan seçimlerde bütün tahminleri altüst eden bir sonuç çıktı. AK Parti, yüzde 49,5 oy ile 317 milletvekili çıkarıp yeniden tek başına iktidar oldu. Muhalefet partileri için sonuç tam bir hezimet oldu. CHP oylarını korurken 134 milletvekili çıkardı. HDP'nin oyları yüzde 13,1'den yüzde 10,7'ye, milletvekili sayısı ise 80'den 59'a düştü. 1 Kasım seçimlerinde en büyük şoku MHP yaşadı. Oyları yüzde 16,2'den yüzde 11,9'a, milletvekili sayısı ise yarı yarıya azalarak 40'a düştü. Seçimlerin ardından Başbakan Davutoğlu, 24 Kasım'da 64. Hükümet'i kurdu.
Ak parti'nin 17 aralık çelişkisi siyaset tarihine geçti
Yılın son günlerine gelindiğinde 24 Aralık'ta MHP, Meclis Genel Kurulu'nda, ‘darbe, montaj, kumpas, algı operasyonu, tezgah gibi 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının karşı savı olarak ortaya atılan iddiaların araştırılması' için bir önerge verdi. CHP ve HDP'nin de desteklemesine rağmen AK Parti'nin oylarıyla MHP'nin önergesi reddedildi. Bunun üzerine muhalefet partileri AK Partililere “Artık 17-25 Aralık'a darbe diyemezsiniz.” diye tepki gösterdi.
12 Eylül darbesinin mimarı ile başbakanı aramızdan ayrıldı
12 Eylül 1980 darbesinin mimarı Kenan Evren, 9 Mayıs'ta hayata gözlerini yumdu. Yüz binlerce insanın hayatını karartan darbenin baş sorumlusu görülen Evren, 12 Eylül'de yaşanan büyük acılarla beraber anıldı. Evren'in liderliğini yaptığı 12 Eylül 1980 darbesi, milyonların hafızasında uzun yıllar silinmeyecek acı izler bıraktı. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 230 bin kişi yargılandı, 517 kişiye idam cezası verildi, 50'si infaz edildi. Yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren, 12 Eylül zulmünün simgesi oldu. Kenan Evren'in ‘bir sağdan bir soldan astık' sözü ise günahlarının itirafı niteliğindeydi. Evren, kaderin bir cilvesi olarak 12 Eylül tarihli 2010 referandumuyla yargı önüne çıktı. Darbenin lideri ve Cumhurbaşkanı Kenan Evren, mahkeme karşısında hesap verdi. Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Orgeneral rütbesinin sökülmesine karar verildi. Sağlık sorunları nedenleriyle cezaevine girmedi. 12 Eylül 1980 askeri darbesinin Başbakanı Saim Bülend Ulusu da bu yıl aramızdan ayrılan isimler arasında yer aldı. Ulusu, 23 Aralık 2015'te 92 yaşında hayatını kaybetti.
TÜRK SİYASETİ BABASINI KAYBETTİ
2015, Türk siyaseti açısından önemli kayıpların da yaşandığı bir yıl oldu. Türkiye'nin yakın tarihinde derin izler bırakan Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 17 Haziran'da hayata gözlerini yumdu. Demirel, 10 yıl 5 ay başbakanlık, 7 yıl cumhurbaşkanlığı yaptı. 38 yaşında adım attığı siyasette önü darbelerle, muhtıralarla ve siyasi yasaklarla kesildi. Bazen geri adım attı, ama hiç vazgeçmedi. Onu devirenlere inat, her seferinde yeniden ayağa kalkıp tekrar siyasette var oldu. ‘6 kere gidip 7 kere gelmeyi' başardı. Siyasi kariyerini cumhurbaşkanı olarak tamamladı. Renkli kişiliğiyle sempati topladı. Farklı görüşlere tahammülü, demokrat kişiliği ve polemikçi üslubuyla öne çıkan Demirel, hakkında en çok eleştiri yapılan isimlerin başında geldi. Ancak hiçbir zaman basına karşı tavır almadı. Hiçbir gazeteciyi mahkemeye vermedi, dava açmadı. Demirel, birlikte siyaset yaptığı Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş ve Turgut Özal kuşağının son temsilcisiydi. Vefatıyla bir dönemin lider kadrosu sahneden çekilmiş oldu.