Ahmet Çakır - Soluk soluğa yarışta soluklanma zamanı
![](http://cdncms.zaman.com.tr/2015/12/30/cakir.jpg)
Haftalardır ay-nı işi Beşiktaş yapıyordu, bu kez Fenerbahçe ezeli rakibinin daha çok sevinmesini önledi.
Evet, Siyah Beyazlı takımın birkaç gazetenin birden ortak başlığı olacak türden (41 kere maaşallah) bir başarısı sözkonusu ama hemen ensesinde küçük bir sürçme bekleyen rakibin oluşu da endişe edilmeyecek gibi değil.
Yine de devrearasına Beşiktaş çok keyifli giriyor. Epeyce uzun bir dönemin en parlak ilk yarısını geçiren Siyah Beyazlı takım Torku Konyaspor karşısında muhteşem bir final yaptı. Atılan 4 golün yanısıra ‘bu takım tutulmaz!' görünümü herkes için daha etkileyiciydi. Başka bir ortamda büyük tatsızlık olarak görülebilecek Quaresma'nın oyundan çıkarken yaptıkları bu kez gülücüklerle karşılandı. Sonrası kendi haline kendisi de gülmek zorunda kaldı. Kısacası, neresinden bakarsanız bakın keyifler yerinde ama bu kadarı daha işin yarısı. Henüz hiçbir yere varılmış değil. Bunu da en çok Şenol hoca düşünüyor olsa gerek.
Fenerbahçe yine tek farkla kazandı ve bunu yaptığı maçların sayısı 9'a çıktı. Sarı Lacivertlilerin bundan bir şikayeti olduğunu sanmıyorum ama tek farklı üstünlük, her maçın yürek çarpıntıları içinde geçmesi anlamına geliyor. Yaşanacak bir kaza sonrasında morallerin ne kadar bozulacağı ortada. Nani ve Fernandao gibi gol silahlarından yoksun oldukları maçta çok pozisyon bulup azını değerlendirebilmiş olmaları da asıl üzülecek nokta gibi görünüyor. Pazartesi maçının 28 bin seyirciyi tribüne çekmiş olması da görmezden gelinemeyecek olumlu bir gelişme.
Deplasmanda Kayserispor'a da takılan Galatasaray'ın şampiyonluk şansının olduğunu söylemek, imkansıza yakın bir noktada. Hele bu maçın 1 saatlik bölümünde oynanan futbolla Cim Bom'un 3. sırada yer alabilmesi bile çok zor görünüyor. Akhisar, Kasımpaşa evlerindeki maçları kazanabilirlerdi, M.Başakşehir'in de Ç.Rizespor deplasmanından 3 puan çıkarması sürpriz olmazdı. O zaman neler olacağını görmek için puan cetveline bir bakmanızı önereceğim.
Cim Bom tehlikeli noktada
Kısacası şampiyon Cim Bom epeyce sıkıntılı bir döneme girmiş görünüyor. Kayseri-spor'un gol becerisi olsa büyük renkdaşını ağır bir yenilgiyle de uğurlayabilirdi. Mustafa Denizli'nin en kısa zamanda birşeyler yapması gerekiyor. Sabri'yi yedek bırakıp Tarık'ı oynatmak, ne işe yaradığı belirsiz Rodriguez'e şans vermek gibisinden işlerle taraftarı ve camiayı mutlu edecek bir yere ulaşabilmek pek mümkün görünmüyor.
Başaltı ve orta sıralardaki takımlar için renksiz bir hafta oldu. Ç.Rizespor-M.Başakşehir maçında takımı öndeyken Emre Belözoğlu'nun gördüğü iki sarı kart, kuşkusuz ki Abdullah Avcı'nın çok canını sıkan bir gelişme oldu. Bozbaykuşlar ilk yarıyı daha iyi bir noktada bitirme şansını heba etmiş oldu. Emre Belözoğlu, daha önce oynadığı takımlarda hakemlerin bazı gerekli işleri yapmaya cesaret edemediğini yaşayıp öğreniyor…
Bursaspor'un neredeyse bu maça zor gelmiş olan Mersin İdmanyurdu karşısında yenik duruma düşmesine inanmak zordu ama Yeşil Beyazlılar ikinci yarıda maçı kazanıp büyük bir bunalımı önlemiş oldu. Sercan Yıldırım'ın attığı galibiyet golünden sonra timsah yürüyüşüne çağırdığı arkadaşlarının bundan habersiz oluşu, transfer edilen oyuncuların kulüp tarihini her yönüyle öğrenmesinin ne kadar önemli olduğunu anlatır gibiydi.
Ligin dibindeki Eskişehirspor'un son maçta Gençlerbirliği'ni yenip tek haneli puanı olan tek takım derdinden kurtuluşu, ilginçti. Baştankara giden Gençlerbirliği'nde iki teknik direktörlü dönemin (İlhan Cavcav ve Yılmaz Vural) ne sonuç vereceği de merak konusu.
Rekor düzeydeki teknik direktör değişikliğinin yanında yönetimlerin de peşpeşe olağanüstü genel kurula gittiği bir altüst oluş içinde yuvarlanıp gidiyor ligimiz. Bu gidişle nereye varılabilecekse oraya doğru...