Kostümlerin cilde dönüşmesi tehlikesi
Michelangelo, Sistine Şapeli'nin tavanına yaptığı dev Kıyamet Günü freskosunu sırt üstü çalışarak tam 6 yılda tamamlamıştı.
Günde birkaç dilim ekmek yiyor, çoğu zaman iskelede uyuyordu. Yıllar sonra eserini bitirip evine gittiğinde ayakkabısını çıkarmaya kalkınca ayakkabının ayağına yapıştığını hayretle görmüştü. Ayakkabısını çıkardığında ayakları kan içinde kalmıştı. Gelecek hülyalarıyla yatıp kalkan her rönesans işçisinin örnek alması gereken insanüstü bir azim ve sabır. Bir rönesans destanı. Bu, bir başka yazı konusu. Bizim konumuz 6 yılda ayak derisiyle bütünleşen yapışan ayakkabıya mecazi bakış.
Uzun süre giyilen her elbise; her kostüm ve kaftan bir müddet giyildikten sonra kirlenir. Temizlemek için sık sık çıkarıp yıkamak gerekir. Yani tezkiyesi yapılmayan, iç derinliğiyle muhasebesi tutulmayan her idari vazife kirletir. Çıkarılıp yıkanmayan, manevî; bakımı yapılmayan taçlar, tahtlar; evradı ezkarla ütülenmeyen cübbeler, kostümler çürür, kurtlanır ve vücuda yapışır. Ayrılmaz bir şekilde cildimiz haline gelir. Zamanla o atlas kostümler, asla sökülüp çıkarılmaz birer kangrenli deriye dönüşür. Çıkarmaya kalksam çıkmaz. Başkası çıkarmaya kalkarsa derim soyuluyor diye feryat ederim. Oysa kendimi kostümün cazibesine kaptırmadıysam kader, vadesi dolan kostümümü çıkarmamı istediğinde ‘muhasebe ve tezkiyesi yapılmış' o libastan rahatça sıyrılırım. Üzerimdeki üniformaları ‘giydirilmiş bir emanet' gibi gördüğümden bu tür bir durumda hiç zorlanmam.
Pilot, şahsını ve mesleğini aşırı ‘benimserse' kendini bizzat uçak olarak görmeye başlar. Uçağın motor ve kanadının da kendisi olduğunu sanır. Yolcuları gökte uçurmayı şahsî; kerameti sanır. Tüm yolculara tepeden bakmaya başlar. Kendini velinimet olarak görmeye başlar. ‘Ben olmasam bu uçak uçmaz'a kadar uçar. ‘Ben olmasaydım yerde sürünüyor olurdunuz.' ‘Ben olmazsam bu müessese perişan olurdu.' ‘Ben olmazsam bu atılımlar olmaz.' ‘Ben olmasaydım hizmet kadük kalırdı...' Ben ben ben... Veya biz biz biz... Hepsi aynı kapıya çıkıyor. Buna kostümün cilde dönüşme süreci diyebiliriz. “İktidar bozar, mutlak iktidar mutlaka bozar” Bu sözün tehdidinden hiçbir yönetici azade değil.
Kaldı ki ‘insan ne kadar dönerse dönsün arkasını göremez.' Belki de bilmiyorum fark etmeden yaptığım işimde birilerine ‘faul' yapmış olabilirim. Kol kırmış, göz çıkarmış olabilirim. Elim topa temas etmiş olabilir. Ofsayttan gol atmışımdır. Yaptıklarımın düşünmediğim faturaları çıkmış olabilir. Yaptığım işi putlaştırmış olabilirim. Allah rızasına giden yolda, yoldaki vasıtalara gönül bağlamış olabilirim. Ve böylece kader beni ahirette pişman olacağım bir oyundan lehime bir kararla kenara almış olabilir. Allah bes, bâki (makam, mal , mülk, müessese) heves.
“Elhamdülillâhi alâ külli hâl, sive'l-küfri ve'd-dalâl” (Küfür ve dalalet hariç, her halden dolayı Allahü Teala'ya hamd olsun.)