PEZEŞKİYAN NELER YAPACAK? İRAN’DA YENİ DÖNEM
Bölgemizde ve dünyada küresel aktörler arasında liderlik mücadelesinin yaşandığı çok sancılı bir dönemde göreve gelen İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ı zorlu bir sınav beklemektedir.
Pezeşkiyan seçim sonrasında Batılı bir siyasetçi gibi konuştu, seçim öncesinde verdiği sözleri yineledi. Fakat, İran’da devlet düzeninin işleyişini bilenler Pezeşkiyan’ın, bütün sözlerini tutmasına izin verecek kadar rahat olamayacağını belirtiyorlar. Çünkü İran, ABD’deki gibi bir başkanlık sistemiyle yönetilmiyor. Cumhurbaşkanlığı makamının üstünde, Dini Lider Hamaney’in başkanlığında bir dini liderler kurulu var. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılacak adayları bile bu mollalar belirliyorlar. Son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de mollalar, reformcu Pezeşkiyan, muhafazakar Celili ile evrim Muhafızları’nın desteklediği dört adayın katılmasına izin vermişti.
Pezeşkiyan’ın İran Cumhurbaşkanı olarak yapacağı çalışmalar, hem yurttaşları hem bölge ülkeleri hem de dünya kamuoyu tarafından dikkatle izlenecektir.
İran’ın bir önceki Cumhurbaşkanı Reisi bir helikopter kazasında hayatını kaybetmişti. İran Anayasası’na göre 50 gün içinde yeni cumhurbaşkanının seçilmesi gerekiyordu. Yenileme seçimlerini Muhammed Bagir Kalibaf’ın kazanması bekleniyordu, fakat ikinci tur seçimlerini “refomist” ve “Türk asıllı” olarak tanıtılan Mesud Pezeşkiyan kazandı. Böylece, oyların yüzde 53.7’sini alan Pezeşkiyan, 2005’ten bu yana İran’da yapılan seçimlerde cumhurbaşkanı seçilen ilk “reformist” oldu. Dini Lider Ali Seyyit Hamaney’e yakınlığı ile tanınan Anayasayı Koruyucular Konseyi dayı muhafazakar rakibi Said Celili oyların yüzde 44.4’ünü alarak ikinci oldu.
İran’ın Mahabat bölgesinde doğan Pezeşkiyan’ın reformistliğinden, Türklüğünden söz etmeden önce kısaca hayat hikayesine bir göz atalım...
“SİZ TÜRK DEĞİL, TÜRKÇE KONUŞAN İRANİ BİR KAVİMSİNİZ”
29 Eylül 1954’te İran’ın Mahabat kentinde doğan Pezeşkiyan’ın babası Azerbaycan Türkü, annesi bir Kürt aileye mensup. “Anam , atam, dayım hamısı Azerbaycan’dan” diyen Pezeşkiyan’ın her zaman Türk kimliğinden gurur duyduğu anlatılıyor. 26 Şubat 2016’da Parlamento’da yapılan bir açık oturumda, “Allah’ın kendisini bir Tük olarak yarattığını, hiçkimsenin Türk dili ve kültürüyle alay etme hakkına sahip olmadığını, İran’daki Türklerin ve diğer etnik grupların Anayasa’nın 15. Maddesi’ne göre, okullarda kendi dilleriyle konuşabileceklerini, okuyup yazabileceklerini” söylemiş. Pezeşkiyan bu görüşünden dolayı, Mahabat’ta yaptığı bir konuşmada, “Yaşasın Kürdistan!” diyebilecek kadar duygusallaşabilmiştir.
Soyadındaki “yan” ekinden dolayı Pezeşkiyan’ın Ermeni olduğu da söylendi; çünkü “oğlu” anlamındaki “yan” ekini Ermeniler kullanıyordu: Cezveci-yan/Cezvecioğlu gibi..: Fakat, Farsçada Pezeşkiyan “doktorlar” anlamına geliyormuş. Farsçada “pezeşki” “doktor”, pezeşkiyan da “doktorlar” demekmiş. “En-an” çoğul ekiymiş; iki sesli harf yanyana gelince araya kaynaştırma harfi olarak “y” giriyormuş.
Rakipleri Pezeşkiyan’ı “Pan-Türkist” ve “bölücü” olarak suçlayarak, “Siz Türk değilsiniz; İran’ın bir kavmi olan Azerisiniz. Türkçe konuşan İrani bir kavimsiniz” diyorlarmış. Pezeşkiyan da onları, “Allah beni Türk olarak yaratmış. Kimse de Türklüğümü benden alamaz” diyerek yanıtlıyormuş.
İRAN-IRAK SAVAŞINDA CEPHEDE
Tebriz Üniversitesi Tıp Fakütesi’nden mezun olan Pezeşkiyan, 1980-1988 yıllarında yapılan İran-Irak Savaşı’nda cephede hem asker hem de doktor olarak görev yapmış. Savaş sonrasında Tebriz Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde genel cerrahi dalında eğitim gören Pezeşkiyan, 1993 yılında kalp cerrahı olarak mezun olmuş. 19994-1999 yıllarında Tebriz Sağlık Bilimleri Ünüversitesi’nde rektör olarak görev yapmış.
Bu sürede sağlık politikaları, eğitim reformları ve ekonominin geliştirilmesi gibi konularda aktif olarak rol almasından dolayı “reformist” olarak anılan Pezeşkiyan, 2016-2020 yılları arasında İran Meclisi’nde Başkan Yardımcısı olarak görev yapmış. Bu görevi sırasında da, reformist ve ılımlı grupların sesi ve savunucusu olmuş. Pezeşkiyan , reformist görüşlerin destekçisi olarak, İran’da daha özgür bir toplum ve daha adil bir yönetim oluşturma çalışmalarını aralıksız sürdürmüş.
Tebriz Sağlık Bilimleri Ünüversitesi’nde rektör olarak görev yaptığı yıllarda, ilaç üretiminin, sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi ve kırsal kesimlere yayılması gibi konularda yaptığı özverili çalışmalar, Pezeşkiyan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinde önemli etkenler olmuş.
1993 yılında, jinekolog olan eşi Fatemeh Majidi ile bir oğlunu trafik kazasında kaybeden Pezeşkiyan, bir daha evlenmemiş ve iki oğlu ile kızı Zahra’ya hem analık hem babalık ypmış.
SİYASİ HAYATI
Zorunlu başörtüsü ve internet yasaklamaları gibi konularda rejimin uyguladığı politikalara eleştirel yaklaşan Pezeşkiyan’ın siyasi hayatı, 1997 yılında, “reformcu Cumhurbaşkanı” olarak anılan Hatemi döneminde Sağlık Bakanı Yardımcısı olarak görev almasıyla başladı. 2001 yılında Sağlık Bakanı olan Pezeşkiyan, bu görevini 2005 yılına kadar sürdürdü.
2008’de yapılan genel seçimlerde Tebriz milletvekili seçilen Pezeşkiyan beş dönem peşpeşe seçilerek, Meclis’te Tebrz’i, Osku’yu ve Azerşehr’i temsil etti.
Miletvekilliği sırasında hükümetin muhaliflere davranışlarını sert bir dille eleştiren Pezeşkiyan, 2009’daki cumhurbaşkanı seçimleri sonrasında güvenlik güçlerinin Meclis’e girmelerine de karşı çıkmıştı.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNE MİLLET NEDEN İLGİ GÖSTERMEDİ
İran halkı Reisi’nin yerine yeni bir cumhurbaşkanı seçmek amacıyla, Anayasa gereğince yapılan seçimlere ilgi göstermedi; 61 milyon seçmenin yarısının sandığa gitmemesi nedeniyle seçimlere katılım oranı çok düşük kaldı. Pezeşkiyan’ın cumhurbaşkanı seçldiği bu seçim, “1979’daki İran İslam Devrimi’nden bu yana gerçekleştirilen en düşük katılımlı seçim” olarak tarihe geçti.
Seçimler olan ilgisizliğin cumhurbaşkanlığı için gösterilen adayların halkın beklentilerine uygun adaylar olmamalarından kaynaklandığı belirtiliyor. Çok sancılı bir dönemde görev alan Pezeşkiyan’ın İran Cumhurbaşkanı olarak yapacağı çalışmalar, hem yurttaşları hem bölge ülkeleri hem de dünya kamuoyu tarafından dikkatle izlenecektir. Pezeşkiyan’ın beklentilere ne ölçüde yanıt verebileceğini zaman gösterecektir.
İran İçişleri Bakanı Seçim Merkezi Sözcüsü Muhsin İslami, 50 bin sandıkta 30 milyon 53 bin seçmenin oy kullandığını, oyların 16 milyon 384 bin 403’ünü Pezeşkiyan’ın (%53.7), 13 milyon 538 bin 179’unu da (%44.4), Dini Lider Hamaney’e yakınlığı ile tanınan Said Celili’nin aldığını açıkladı.
PEZEŞKİYAN SÖZLERİNİ TUTABİLECEK Mİ?
Pezeşkiyan seçim sonrasında Batılı bir siyasetçi gibi konuştu, seçim öncesinde verdiği sözleri yineledi. Fakat, İran’da devlet düzeninin işleyişini bilenler, Pezeşkiyan’ın sözlerini tutmasına izin verecek kadar rahat olamayacağını belirtiyorlar. Çünkü İran, ABD’deki gibi bir başkanlık sistemiyle yönetilmiyor. Cumhurbaşkanlığı makamının üstünde, Dini Lider Hamaney’in başkanlığında bir dini liderler kurulu var. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılacak adayları bile bu mollalar belirliyorlar. Son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de mollalar, reformcu Pezeşkiyan, muhafazakar Celili ile dört adayın katılmasına izin vermişti.
Kalp cerrahı Pezeşkiyan’ın en önemli destekçisi, 2015 yılında, nükleer enerji araştırmaları programının kısıtlanması karşılığında yaptırımların kaldırılmasını sağlayan eski Dışişleri Bakanı Muhammed Cevat Zarif’tir. Beklentisi nedir, bilinmiyor, ama Zarif, her konuda, her koşulda Pezeşkiyan’ı desteklemiştir. Zarif, Batılı yatırımcıların İrann ekonomisine büyük zarar verdiklerini, son dört yılda enflasyonun yüzde 40 artmasının nedeninin de Batılıların uyguladıkları yaptırımlar olduğunu savunuyordu. Pezeşkiyan’ın Zarif’’e yeniden dışişleri bakanı görevi vereceği konuşuluyor.
PEZEŞKİYAN’I ZOR GÜNLER BEKLİYOR
Mahabat doğumlu birinin İran’a cumhurbaşkanı seçilmesi, eskiden beri İran’ın üçe bölünme hikayesini yeniden gündeme getirebilir. Hatırlanacağı gibi, 1946 yılında İran’da, Sovyetler Birliği’nin eliyle, İran’daki Kürt nüfusu bir çatı altında toplamak amacıyla, kısa ömürlü bir Mahabat Cumhuriyeti kurulmuştu.
“Reformist” Pezeşkiyan’ın, içinde bulunduğu toplulukların özlemlerini dile getiren konuşmalar yapmakla ünlü olduğu biliniyor. Bu da bazı kaygıların yaşanmasına neden olmaktadır. Seçimlere katılma oranının düşüklüğü de, Pezeşkiyan’ın bu konudaki zaafları ve duygusallığı ile ilişkilendiriliyor. Kürtçeyi de anadili kadar iyi konuşabilen Pezeşkiyan, Mahabat’ta yaptığı bir konuşmada “Yaşasın Kürdistan!” demesi, bazı çevrelerde rahatsızlık yaratmıştı.
Pezeşkiyan, bu tür konuşmalarıyla, İran’ı üçe bölme hesabı yapanların iştahlarını kabartacağını bildiğine göre, bu davranışlarını “reformist” kimliğinin bir gereği olarak sürdürecek midir?
Bu durumu, ABD’nin, bölgemizdeki 22 devletin sınırlarını değiştirmeyi hedefleyen Büyük Ortadoğu Projesi’ni (BOP) hayata geçirmek üzere hareket etmesi paralelinde değerlendirildiğinde, bölge barışı ve huzuru adına kaygılanmamak mümkün değildir. Çünkü, Afganistan, Irak, Suriye, Libya ve Filistin’den sonra İran’ın da toprak bütünlüğünün hedef alan bir hareketlenmenin yaşanması, Türkiye’nin de hiç arzulamadığı bir gelişme olacaktır.
BAŞARILAR DİLİYORUZ
Görüldüğü gibi, İran’ın yeni “reformist” Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ı hem içerde hem de dışarıda zor sınavlar bekliyor. İran’da yaşanacak herhangi bir huzursuzluğun Türkiye’ye yansıyacağının bilincinde olarak, İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’a yeni görevinde başarılar diliyoruz.