Bedri Rahmi’yi çocuklara anlattı
Bedri Rahmi Eyüboğlu. O sadece bir ressam değil, aynı zamanda şair, yazar, öğretmen. Tüm üretimlerinde daima Anadolu’yu merkeze almış olan Eyüboğlu, bu coğrafyaya duyduğu hayranlığı eserlerine yansıtmış. Anadolu’nun nakışını, Osmanlı İmparatorluğu’nun minyatürünü, Bizans sanatının mozaiklerini buluşturan Bedri Rahmi Eyüboğlu, gerçek bir aydın olarak, birçok formda ortaya koyduğu eserlerinde geleneksel süsleme ve halk sanatlarını Batı’nın teknikleriyle birleştirerek kullanmış bir isim. Onun sanatı sadece bir görsel şölen değil, aynı zamanda derin bir kültürel mesaj taşıyordu. Anadolu’nun ruhunu, insanların günlük yaşamını, doğanın güzelliklerini eserlerine ustalıkla yansıtıyordu. Ketebe Yayınları’nın çocuklara Türkiye’nin sanatçılarını tanıtmayı ve onların zihinlerinde bu ülkenin çizgilerine dair bir imge oluşturmayı amaçladığı Sanat Ülkesi serisinin üçüncü kitabında bu kez usta yazar, şair ve ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu var. Sanatçı Erkan Doğanay’ın kaleme aldığı, Gözde Eyce’nin illüstrasyonlarıyla Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun hayat hikâyesi, çocukların zihinlerinde bu ülkenin çizgilerine dair bir imge oluşturuyor. Çocuklar bu kitapla, Bedri Rahmi’nin sanat dünyasında bir gezintiye çıkıyor, onun gözünden Anadolu’yu keşfediyorlar. Erkan Doğanay ile Eyüboğlu’nu ve kitabı konuştuk.
Anadolu coğrafyasının zenginliği gibi sürüp gidecek bir içeriğe sahip
Bedri Rahmi Eyüboğlu kendisine ressam, yazar, şair diye nitelemelerde bulunanlara “Ben hepsinden önce öğretmenim” diye yanıt verirmiş. Erkan Doğanay, “Onun hocalığı, öğretmenliği bence bitmeyen bir süreçte, bedenen aramızda olmasa da hâlâ öğretmeye devam ediyor diye düşünüyorum. Çünkü onun resimlerine baktığınız da yazılarını okuduğunuz da, şiirlerini dinlediğiniz de bunu anlıyorsunuz. Bizlere bütün üretimleriyle bir şeyler anlatmaya çalışan bir isim Bedri Rahmi ve sanırım anlattıkları Anadolu coğrafyasının zenginliği gibi sürüp gidecek bir içeriğe sahip” diyor.
Karadeniz’de başlayan yaşam serüveni İstanbul’da devam ediyor
Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun hayatından önemli notlar çıkardığını söyleyen Doğanay, onu en iyi anlatacak bu detayları yaş gurubu anlatımına göre sadeleştirdiklerini ve Gözde Eyice’nin harika çizimleri ile basılmış bu son halini almış olduğunu dile getiriyor. “Bedri Rahmi Eyüboğlu özünde bir deniz insanı, doğayla da oldukça barışık” ifadelerini kullanan Doğanay, kitabın ilk sayfalarında ise okurları Eyüpoğlu’nun meşhur balıklarıyla karşılıyor. Doğanay sebebini ise “Karadeniz’de başlayan yaşam serüveni İstanbul’da devam ediyor. Sonrasında da Anadolu’yu tanıma gezilerinin ardından, Ege’yi, Akdeniz’i karış karış gezdiği mavi yolculukları başlıyor. Göcek’te bir kaya üzerine çizdiği balık resminin içine başka deniz ve kara hayvanlarını da gizleyerek çiziyor. Bir gizem oluşturmaya çalışıyor. Belki de bizlere doğayla barışık olmamızın mesajını iletiyor doğaya armağan ettiği bu resmiyle” sözleriyle açıklıyor. “Bedri Rahmi Eyüboğlu, yaptığı her işi en iyi şekilde yapmaya çalışan bir sanatçı” diyen Doğanay, “Bundan dolayı şiirleri, yazıları, resimleri her dönem önemini korumakta. Akademi’de ekol olmuş bir isim olarak da çok sayıda öğrenci yetiştirerek Anadolu’nun, İstanbul’un, bu toprakların sanatının, zanaatını tanınmasını istiyor. Bunu başarmış bir isim Bedri Rahmi Eyüboğlu. Onun izinden giden pek çok öğrencisi hâlâ Anadolu araştırmalarına devam etmekte. Kitapta da çocuklara kararlılık, araştırma, çalışma gibi kavramları kazandırmayı amaçladık” şeklinde anlatıyor.
Anadolu’nun zanaatını çağdaş resme taşıyordu
Eyüboğlu ressam kimliğinin ötesinde aynı zamanda şair ve yazar. Doğanay, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun yazar, şair kimliğine kitapta değindiğini ama ağırlıklı olarak Eyüboğlu’nun ressamlığını ele aldığını ifade ediyor. Doğanay, “Bunun nedeni ise Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun yerel olanı dikkate alması, Anadolu’nun zengin kültürel tarihini, zanaatını, sanatını çağdaş resme taşıma gayretinden dolayı onun amacına katkı sunmak düşüncesiyle önceliğimizi oluşturduk” sözleriyle açıklıyor.
Güzel insan, üretken bir yazar ve geride kalan 50 yıl
İstanbul’da ilk durak: Ayasofya