'Mavera'nın son temsilcisi Gürdoğan’ı da uğurladık
İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede 79 yaşında hayatını kaybeden yazar ve akademisyen Prof. Dr. Ersin Nazif Gürdoğan, son yolculuğuna uğurlandı. Gürdoğan’ın cenaze namazı dün öğle namazını müteakip, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Abdullah Tivnikli Tatbikat Camii’nde kılındı. Cenaze törenine TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, AK Parti MKYK Üyesi Mahir Ünal, AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz, Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, eski İBB Başkanı Mevlüt Uysal ve eski Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Gürdoğan’ın naaşı, kılınan cenaze namazının ardından Eskişehir Yunus Emre Köyü Mezarlığı’na defnedildi.
Mavera dergisi kurucularından olan Nazif Gürdoğan, Mavera'nın Yedi Güzel Adamı'nın son temsilcisiydi. 1945 yılında Eskişehir Mihalıççık’ta dünyaya gelen yazar, İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği bölümünü bitirdi. İstanbul’da çeşitli finans kurumlarında çalışan Gürdoğan, AK Parti’nin de kurucu üyelerindendi. 2016’ya kadar Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarlığı yapan, 2020’de Mehmet Akif İnan Kültür Sanat ve Edebiyat Ödülüne layık görülen yazarın başlıca eserleri şunlar: “Teknolojinin Ötesi”, “Kültür ve Sanayileşme”, “Görünmeyen Üniversite”, “Kirlenmenin Boyutları”, “Hicaz’dan Endülüs’e.”
Cenazeye katılan dostları Gürdoğan’ı anlattı:
GERİ PLANDA KALMAYI SEVERDİ
Yazar ve Şair Dursun Ali Yaz
Mavera’nın kurucusu, Yedi Güzel Adam’ın son temsilcisiydi hocamız. Geri planda kalmayı seven birisiydi. Ahi kültürüyle her gün mutlaka birilerini birbiriyle buluşturan, şiir ve kitap yazanları bir araya getiren, yayıncıyla okuyucu buluşturan neslin son temsilcisiydi.
YEDİYLE YETİNMEYELİM DERDİ
“Bir Güzel İnsan - Ersin Nazif Gürdoğan” kitabının yazarı Hıdır Yıldırım
Nazif Hoca, yaptığımız işlerde müracaat ettiğimiz, fikir aldığımız, geniş isim portföyünden yararlanarak işlerimizi daha güzel noktaya taşıdığımız bir ağabeyimizdi. Yedi Güzel Adam’ın çoğul bir ifade olduğunu, sadece yediyle yetinilmemesi gerektiğini söylerdi. Mavera dergisinin Yedi Güzel Adam’ı, dergiyi çıkaran Rasim Özdenören, Alaaddin Özdenören, Erdem Bayazıt, Cahit Zarifoğlu, Hasan Seyit Hanoğlu, Akif İnan ve Nazif Gürdoğan’dı. Cahit Zarifoğlu’nun “Yedi Güzel Adam” şiirini yazarken böyle bir düşünceden hareket etmediğini, bilahare Yedi Güzel Adam’ın, Mavera’daki beş isme Sezai Karakoç ve Nuri Pakdil’in dahil edilmesiyle yediye tamam-landığını biliyoruz. Nazif Hoca sekizinci güzel adam oluyor, ama Mavera’nın Yedi Güzel Adam’ı arasında Nazif Hoca da sayılıyor.
HER ŞEYDEN EVVEL GÜZEL İNSANDI
IRCICA Genel Direktörü Mahmud Erol Kılıç
Yaklaşık 40 yıldır Gürdoğan’ı tanıyorum. Her şeyden evvel güzel bir insandı. Diğer kimlikler çok önemli değil. Meslek olarak esas iktisatçıdır. İktisadın, modern iktisadi ilişkilerin maneviyattan kopmasıyla ilgili çok önemli yazıları vardı. Kapitalist insan tipinin nasıl maneviyattan uzaklaşıp maddiyata hırslı bir şekilde saldırdığını inceleyen bir insandı. Bunu da beslenmiş olduğu tasavvufi gelenekten hareketle söylerdi.
YUNUS EMRE’NİN DİLİYLE KONUŞTU
Gazeteci Yazar Şakir Kurtulmuş
Eskişehir’de lise talebesiyken tanıştım. Yunus Emre’nin diliyle konuştu, onu anlattı. “Yunus Emre gibi olalım, onun gibi sevelim” dedi. Bizim için sadece bir üniversite hocası, yazar, mütefekkir değil, çağdaş bir Yunus Emre olarak gönlümüzde yer aldı. Bir telefon fihristi bu kadar mı kalabalık olur bir insanın? Görüştüğünüzde mutlaka size on kişinin ismini söyler, telefon numarasını verirdi. Geniş düşünebilen entelektüel birikimi bol olan büyük bir ilim adamıydı.
MADDECİ ÇAĞA UYMAYACAK KADAR GÜZELDİ
Yazar Vehbi Vakkasoğlu
Nazif Bey bu egoist, maddeci çağa uymayacak kadar güzel bir gönlün sahibiydi. Tevazusu hepimizi utandırırdı. Faaliyet adamıydı. Arada arardı. ‘Vehbiciğim küflendik, faaliyet yok mu bir yerlere gidelim’ derdi. Kıpır kıpır yerinde duramayan, her davete icabet eden bir hizmet ve gönül adamıydı. Yakın zamanda telefonla görüşmüştük. Şen, şakrak, yine yaşama sevinci içinde... ‘Yaz rehaveti bastı’ demiştim. ‘Müslüman’a rehavet mi olur? Mevsimler Müslüman’ı etkilemez’ demişti.
Yıldız Sarayı'na ziyaretçi akını: 26 günde 200 bine yakın misafirle rekor kırdı
Kütahya'da bulundu tam 3 bin 750 yıllık: İlk örnek olarak kayda geçti