Devrim ateşi Dera’da başladı Humus’tan yayıldı
Suriye halkına karşı baskı, işkence ve katliam politikası yürüten Baas rejimi ve Esed iktidarının yıkılmasıyla birlikte devrimin öncü isimleri yaşadıklarını paylaşıyor. Dera’da yakılan devrim fitilinin ardından Suriye’nin en büyük yüzölçümüne ve stratejik önemine sahip olan Humus’ta rejim karşıtı gösterilerin hız kazanması sonucu devrimin sesi bütün Suriye’yi sarmıştı. Özgürlük naraları atan birçok sivil, gösteriler sonucu rejim güçleri tarafından katledildi. Yeni Şafak ekibi, 2011 yılında gösterilerin yapıldığı meydanlarda rejime karşı isyan eden göstericilerle konuştu. Devrimin başkenti Humus’un özgürlük yolunda büyük bedeller ödemesinden dolayı gururlu olduklarını söyleyen göstericiler, yeniden vatanlarını imar etmek için kolları sıvadıklarını söyledi.
MEYDANLAR MEZBAHAYA DÖNÜŞTÜ
Gösterilerin başlamasıyla birlikte meydanların kan gölüne ve mezbahaya dönüştüğünü dile getiren Atıf Hammade, “Dera’da başlayan devrim Humus’taki gösterilerle bütün Suriye’ye yayılmıştı. 18 Mayıs Cuma günü Halid bin Velid Camii'nde Cuma namazından sonra ilk gösterimiz saat kulesi meydanında yapılmıştı. Gösteriler ilk etapta az kişiyle başlamış ardından kitlelere yayılmıştı. Cuma namazının ardından toplanan halk, rejim güçleri tarafından vuruldu. Toplandığımız meydana rasgele ateş açan askerlerin yanında belli binalara konumlanmış keskin nişancılarda onlarca göstericiyi katletti" ifadelerini kullandı. Bu katliam tüm Humus’un ayağa kalkmasına neden oldu" diyen Hammade, "Humus sokakları özgürlük sloganları eşliğinde mezbahaya dönmüştü" sözleriyle rejimin kanlı yüzünü ortaya koydu. Katliamları çok yönlü yaşadıklarını ve bu uğurda verdikleri mücadeleden kaynaklı gurur duyduklarını belirten Hammade, “Gösterilerde yakınlarının cesetlerini almak isteyenler bir yandan öldürülüyor diğer yandan kaçabilenler ise yakınlarının defnedildiği mezarlıklarda katlediliyordu. Bir aile yakınlarını defnetmek için mezarlığa giderken rejim güçleri tarafından yolda katledildi. Ve rejim bu insanları bilinmeyen toplu mezarlara attı. Gösteriler esnasında çok sayıda ceset bulunuyordu rejim güçleri bu cesetleri buldozerlerle toplayıp kimsenin bilmediği toplu mezarlara götürdü. Binlerce insanı öldürdüler. Keskin nişancılar sokaklarda insanları tek tek öldürdü" sözleriyle yaşanan dehşeti ortaya koydu.
SAHRA HASTANELERİ KURDULAR
2009 yılında Hama’da veterinerlik okuyan Yaser Salmon, 2011 yılında devrimin başlamasıyla birlikte okuluna devam edemediğini ve gösterilere katıldığını belirtti. Salmon, “Rejim yaralıların hastanelere girmesine izin vermediği için bir evde gizlice küçük bir klinik kurduk. Yaralıları gizlice tedavi ediyorduk. Ardından her mahallede benzer klinikler kuruldu ve onlara sahra hastanesi adını verdik” dedi. "Çok fazla bedel ödedik ancak hepsi özgürlük yolunda çıktığımız bu yola değerdi" diyen Hammade, "Bundan sonra vatanımızı yeniden imar etmek için bütün gücümüzle çalışacağız” sözleriyle kararlılıklarını gösterdi. Salmon da, “Devrim zafere ulaştığında memleketime geldiğimde çok ağladım. Ölüm ve zulüm bitti. 13 yıl süren ayrılığın ardından aileme kavuştum. Bütün acılarımıza rağmen özgürlüğe ulaştığımızda için çok mutluyuz” sözleriyle acı dolu yılların bittiğini vurguladı.
Suriye ordusu Türkiye’deki gibi olacak