Добавить новость
ru24.net
YeniSafak.com
Январь
2025

Kıymetli hattatların elinden 'Aşkın Sûreti: Hilye-i Şerîfeler'

0

Yıldız Holding, zengin koleksiyonundaki nadide eserleri toplumla buluşturmaya devam ediyor.


Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, yeni yazısında, Yıldız Holding Koleksiyo'nunda yer alan Hilyeleri derledikleri "Aşkın Sûreti: Hilye-i Şerîfeler" adlı kitabı paylaştı.

Murat Ülker, yazısında şu ifadelere yer verdi;

İslam sanatı, yüzyıllar boyunca farklı coğrafyalarda iz bırakmış, medeniyetleri şekillendirmiş ve evrensel değerler bütünü oluşturmuştur. Bu sanat anlayışı, yalnızca estetik bir ifade biçimi değil; aynı zamanda insanı yüce Allah’a (C.C.) yönelten, kul olmanın şuurunu pekiştiren, sanatı ve hikmeti iç içe barındıran bir ilim ve irfan yolculuğudur. Hilye-i şerîfeler de bu yolculuğun en kıymetli duraklarından biridir. Hilye bize Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (S.A.V) tarifinin yanında salavâta vesiledir. Bu anlamlar istikametinde insan ve toplum ilişkilerinde bize rehber olan hilyelerin, levhaların emanetçiliğini yapmak önemli bir vazifedir. Bendenize, dahi hattatlarımızın kudretli kalemleriyle yazarak, tezhip sanatkârlarımızın mahir fırçalarıyla bezeyerek ortaya çıkardıkları sanat ve estetik harikası hilyelerin emanetçiliğini yapmak düştü, çok şükür. Zaten her şey, hatta biz bile kendimize emanet değil miyiz, tümünün hakkını teslim edip hukukunu korumakla mükellef değil miyiz?


Ben bir koleksiyoner değilim, ama istedim ki mutluluklar gibi güzellikler de paylaşıldıkça çoğalsın. Böylelikle O’nun (S.A.V) latif ahlâkını, mümtaz sûretini, estetiğe yön veren örnek davranışlarını anlatan her bir hilyeyi titrek gönüllerimizi salavâtla teskine vesile olarak Yıldız Holding Koleksiyonu’muzda yer alan bu şekil eserleri Aşkın Sûreti Hilye-i Şerîfeler kitabımızda bir araya getirdik. Yıldız Holding olarak, sanatın ve kültürün toplumları birleştiren gücüne inanıyor, insan ruhuna dokunan eserleri desteklemekten büyük bir mutluluk duyuyoruz.


Sanat danışmanı ve yazar Sayın İbrahim Ethem Gören’in 10 aylık titiz çalışmasıyla hazırlanan bu eserde, Hâfız Osman, Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Hasan Rıza Efendi, Bakkal Arif Efendi, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır gibi büyük üstatların yanı sıra günümüzün önemli hattatlarının eserlerinden oluşan 47 adet hilye-i şerîfe yer alıyor.


Sanatın ve güzelliklerin paylaşıldıkça çoğaldığına inanıyoruz. Bu eserleri sizlerle buluştururken, “Aşkın Sûreti: Hilye-i Şerîfeler”in, yaşam yolculuğunuzda size ilham olması ve gönlünüzdeki güzellikleri çoğaltmasını dileriz.


Sergimiz, Yıldız Holding’de randevu ile ziyaret edilebilir; kitabın özetini ise aşağıda bulabilirsiniz. Gelin, #mutluetmutluol felsefemizle bu eşsiz güzellikleri birlikte keşfedelim.


Şüphesiz hüsn-i hat, ruhunun derinliklerinde sanat ve estetiği bir arada barındıran sanatseverlere asırlardan beri önemli mesajlar vermektedir. Hoca ve talebe ilişkisi içerisinde meşk yoluyla âharlı kâğıtta devamlı şefkatle ilerleyerek mükemmel dereceye ulaşan yazı sanatında hilyelerin özel bir yeri vardır.


Hilye-i Saâdet, Hilye-i Şerîfe ve Hilye-i Nebevî olarak da adlandırılan hilye, Arapça bir kelime olup sözlükte süs, cevher, sûret ve sıfat manalarında kullanılmıştır. Hat sanatında ve Türk İslâm edebiyatında ise, sevgili Peygamberimizin (S.A.V) tanım ve görünüş mânâsında kullanılarak, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (S.A.V) insani, ahlâkî ve fizîkî güzelliklerini; dış görüşünü anlatan eserlere hilye-i şerîfe ya da şemâil-i şerîf adı verilmiştir.


Sevgili Peygamberimizin (S.A.V) uzuvlarının şekli ve güzel ahlâkı, İslâm âlimleri tarafından senetleriyle birlikte yazılarak siyer kitaplarında kayıt altına alınmıştır. İlk siyer kitabı İbn İshak’a ait Sîret-i Resûlullah’tır. İlk hilye kitapları da İmam-ı Tirmizî’den eş-Şemâi’lün-Nebeviyye ve Kâdı Iyaz’dan Kitabüş-Şifâ’dır.


Rahmet Peygamberi’ni (S.A.V) dünya gözü ile görenlere Sahabe denmiştir. Habib-i Ekrem Efendimizi (S.A.V) göremeyenlerin yaptıkları görenlerden sormak olmuştur. Hz. Peygamber’in (SAS), etrafını çepeçevre aydınlatan güzellikler asırlar boyunca dilden dile gönülden gönüle aktarılmıştır. Bu noktada Hz. Ali (ARO) önemli bir vazife üstlenmiştir. Çünkü Hz. Ali (ARO) küçük yaşlarından itibaren, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (S.A.V) yanında, onun himayesinde yetişerek Peygamberi (S.A.V) en iyi bir şekilde tanıma imkânını elde etmiştir.


Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (S.A.V) müslümanların kendisini bilmesini arzulamıştır. Hz. Ali: Her kim benden sonra hilyemi görürse, beni hayatımda görmüş gibidir. Kim bana şevkle bakarsa, Allah onun üzerine cehennem ateşini haram kılar, diye, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (S.A.V) bize nakletmiştir. Bu müjdeyi alan sahabeler, yani onu görmüş olan Müslümanlar da, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed(S.A.V) tanımını ve görünüşünü hafızalarına nakşederek, hayatlarında O’nu (S.A.V) göremeyenlere aktarmışlardır.


Bilindiği üzere İslâmiyet’te resim ve heykelden uzak durulmuştur. Bunun sebebi zaman içerisinde resmi/heykeli yapılan/dikilen şeylerin/kişilerin insanüstü sayılarak put edinilmesi olmuştur. Bunların yerine ifade yönüyle tesiri daha kuvvetli olan tarife önem verilmiştir.


Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (S.A.V) sağlığında onun fiziki güzelliklerinin, mükemmel ahlâkının ve yüce karakterinin asırlar boyunca hatırlanabilmesine imkân tanıyabilmek için başta Hz. Ali (ARO) olmak üzere pek çok sahabe görev üstlenerek hilyeler kaleme almıştır. Bunların içerisinde en meşhuru Hz. Ali’ye (Aro) ait olanıdır. Hz. Aişe’nin (Aro), Hz. Hasan ve Hüseyin’in (ARO), Ebû Hüreyre’nin (Aro) ve diğer sahabelerin de yaptıkları tariflere siyer kitaplarında rastlanmaktadır. Nitekim, Ümmü Ma’bed’in (Aro) tarifindeki (S.A.V) özellikleri Hz. Ali’nin (ARO) tarifi kadar detaylıdır.


Yazı Nevi: Sülüs-Nesih-Rikā‘-Gubârî


Hattatı: Mehmed Fehmi Efendi


Doğum Yeri ve Tarihi: İstanbul, 1276/1859-1860


Vefât Yeri ve Tarihi: İstanbul, 1333/1915


Ketebe: Ketebehû el-fakîru el-hakîru el-mu’terifu bi’l-‘aczi ve’t-taksîr’i el-Hâc Hâfız Muhammed (Mehmed) Fehmî gaferallâhu zunûbehu âmîn sene 1315


Yazılış Tarihi: 1315/1897-1898


Envanter No: 37


İç Ebadı: 64×92 cm.


Dış Ebadı: 86×115 cm.


Hilye kelimesi hat sanatında Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed fizîkî ve ahlâkî özelliklerini anlatan hadis-i şerif ile dört halifesi ve torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in (Aro) isimlerinin yer aldığı hüsn-i hat levhalarını ifadede kullanılmaktadır. İlk olarak 17’nci yüzyılda Hâfız Osman’ın vaz ettiği ve yukarıdan bakıldığında camilerin mimari unsurlarına benzetilebilecek olan hilye formları kısa sürede hat sanatının en mühim unsurlarından biri haline gelmiştir. Böylelikle hattatlar asırlar boyunca en güzel hilyeleri yazabilmenin gayreti içerisinde bulunmuşlardır. Tezhip sanatçıları da ustalıklarını hilyeler üzerinde göstererek her biri diğerinden üstün ve kıymetli hilye levhaları ortaya çıkmıştır.


Tarihte hattatlar arasında Hz. Ali’den (Aro) nakledilen metnin hilye şeklinde yazılması gelenek halini almıştır. Arz ettiğimiz üzere Hilye-i Şerif, Hilye-i Saâdet ve Hilye-i Nebevî olarak da bilinen hilye kelimesi, halk arasında hat sanatının en çok bilinen şekli olmuştur.


Hilyelerin Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'e hürmeten küçük kâğıtlara yazılarak göğüs ceplerinde taşındığı da bilinmektedir. Durumu yerinde olanların evlerinin başköşelerine astıkları hilye-i şerîfe levhalarının yanı sıra yolculuklar için seyahat hilyeleri ve cep hilyeleri de hazırlanmıştır.


Hilyeler günümüzde de pek çok değişik formlarda tasarlanıp yazılmakla birlikte klasik hilyelerde şu bölümlerin bulunmasına özen gösterilmektedir.


1-Baş makam: Hattatlar yazılarına da her işlerinde olduğu gibi sözlerin en güzeli olan besmeleyle yani Allah’ın adıyla başlar. En üst kısımda, çeşitli yazı şekilleriyle besmelelere yer verilir. Besmeleler genellikle “celî” tarzda yazılmaktadır.


2-Göbek: Hilyenin bu bölümünde Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (S.A.V) fizikî özelliklerine yer verilir. Burada hilye metinleri genellikle güneşe benzer yuvarlak formda yazılır. Ama hilye göbekleri diğer şekillerde de olabilmektedir.


3-Hilâl: Hattatının hilye tasarımında hilâle yer ayırması durumunda tezhip sanatçısı, hilye tezyinatının önemli bir bölümünü teşkil eden hilâli beyaz, yeşil, sarı veya kırmızı altınla süslemeyi tercih eder. Altının üzerine tezhip motifleri tatbik edilir.


Levhanın her bir köşesinde ilk dört halifenin isimleri genellikle yuvarlak içerisine yazılır:


  1. 4-Hz. Ebubekir (Aro)
  2. 5-Hz. Ömer (Aro)
  3. 6-Hz. Osman (Aro)
  4. 7-Hz. Ali (Aro)


8-Ayet-i Kerîme: Hilyelerin alt kısmına, âyet-i kerîme bölümüne Sevgili Peygamberimiz (S.A.V) hakkındaki Kuran cümleleri yazılırr. Burada en çok Enbiyâ Sûresi’nin 107’nci ayeti tercih edilir: “Vemâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemin“. Manası: Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.


Yine çok tercih edilen diğer üç Kuran cümlesi de:

Kalem Sûresi’nin 4’üncü ayeti: “Ve inneke le-alâ hulukin azîm”. Manası: Hiç şüphesiz, sen büyük bir ahlâk üzerindesin.


Fetih Sûresi’nin 28 ve 29’uncu ayetleri: “Ve kefâ billâhi şehîden Muhammedu’n rasülullah”. Manası: Muhammed’in Allah rasulü olduğuna Allah’ın şehâdeti yeter.


Saff Sûresi’nin 6’ncı ayeti: “…Ve mübeşşiran bi-rasulin ye’tî min ba’di’smuhû Ahmed…” Manası: …Ahmed isminde bir rasulü de müjdeleyici olarak geldim…


9-Etek: Bu bölümde hilye metnine devam edilir. Bu kısmın sonunda hilyeyi yazan hattatın ismi, imzası, dualar ve hilyenin yazıldığı tarih bulunur. Hattatlar genelde kendilerini Allah’ın fakir, aciz, güçsüz kulları olarak tanımlarlar.


10, 11-Koltuk: Bu bölümler, hilyenin etek kısmını kuşatan iki boşluktan meydana gelir. Koltuk adı verilen bu bölümlerde tezhip motiflerine yer verilir.

Hilyelerin tezhibinde kullanılan desenler bezeme sanatkârının yaşadığı asırdan izler taşır. Bu bağlamda hilyelerde dönemlere göre tezhip formları ve kullanılan renkler de farklılık arz etmektedir. Son iki asrın hilye örneklerine baktığımızda zeminlerde siyah, mavi, lacivert ve nadiren kahverengi, yeşil renklerinin veya yakın tonlarının tercih edildiğini, çiçeklerde sarı, mavi, pembe vb. pastel renklerin kullanıldığını söyleyebiliriz.


16’ncı yüzyıl klasik motiflerinin sonraki asırlarda kısmen de olsa terk edildiğini, Lâle Devri’nde lâle, gül, sümbül ve çiçek motiflerinin sıklıkla kullanıldığını, 19’uncu yüzyılda ise barok ve bunun bir çeşidi olan rokoko üslûbuna yer verildiğini söyleyebiliriz. Günümüz tezhip sanatçıları hilyelerde genellikle 16’ncı yüzyılın klâsik tezhip motiflerini kullanmaktadır. Hilye tezyinatına minyatür tekniği ile Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ resimlerinin eklendiği de görülmektedir.


Geçmiş dönemlerde olduğu gibi günümüzde de hattatlarımız hilyeleri en güzel bir şekilde yazmanın gayreti içerisindedir. Gerek yekpare, gerekse parçalar halinde yazılan hilyeler, hattatlar ya da tezhipçiler marifetiyle murakka‘a gerilmekte, ardından mâhir bir tezyinat ustasının fırçasından damlayan altınlar hilye levhalarını aydınlatmaktadır. Hiç şüphesiz bu aydınlığın devam etmesi tüm sanatseverlerin ortak temennisidir.


Yazı Nevi: Muhakkak-Sülüs-Nesih


Hattatı: Kazasker Mustafa İzzet Efendi


Doğum Yeri ve Tarihi: Tosya, 1216/1801-1802


Vefât Yeri ve Tarihi: İstanbul, 1293/1876


Ketebe: Harrarah’us-Seyyid’ul-Hâc Mustafa İzzet İmâm-üs-Sânî li-Emîr’il Müminîne Abdülmecid-i Han sene 1265


Yazılış Tarihi: 1265


Envanter No: 384


İç Ebadı: 56×86 cm.


Dış Ebadı: 94×114 cm.


Kitabımızdaki hilyelere ketebe koyan, çoğunluğunun sanatlarını İstanbul’da icra ettiği bahsi geçen hattatlarımızın isimleri: Hâfız Osman, Mustafa Kütâhî Efendi, Seyyid Mehmed Surûrî Efendi, Ali Vasfî Efendi, İbrahim Sükûtî Efendi, Hâfız (Abdulahad) Vahdetî Efendi, Osman Şevki Efendi, Bursalı Halil Şükrî Efendi, Kazasker Mustafa İzzet Efendi, İbrahim Rüşdi El Mevlevî, Seyyid Muhammed Ferid Efendi, Hasan Rızâ Efendi, Hâfız Tahsin Hilmi Efendi, Ali Rızâ Efendi, Mustafa Hilmî Efendi (Ömer Efendi talebesi), İsmâil Sâbir Efendi, Bakkal Ârif Efendi, Safranbolulu Mehmed Vasfî Efendi, Hasan Sırrı Efendi, Mehmed Fehmi Efendi, Yahyâ Hilmi Efendi, Mehmed İlmî Efendi, Şeyh Aziz Rıfâî Efendi, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Kemal Batanay, Savaş Çevik, Hüseyin Öksüz, Fuat Başar, Zeyad Hayder Abdullah el-Mühendis, Süleyman Berk, Ferhat Kurlu, Ary Fâris Kader ve İsmail Öztürk.


26’sı ebediyet yurduna sırlanmış 35 hattatımızın kalemlerinden 47 hilye-i şerîfenin yazı şekil ve çeşitlerini inceleyecek olursak: Muhakkak-Sülüs-Nesih (16), Muhakkak-Sülüs-Nesih-Rikā (3), Sülüs-Nesih-Rikā-Gubârî (2), Sülüs-Nesih (17), Muhakkak-Sülüs-Nesih-Ta‘lik (1), Ta‘lik (2), İcâze (1), Sülüs (1), Tevki-Nesih (1), Nesih (2), Kaligrafi (1).


Kitabımızdaki örnekler özelinde değerlendirdiğimizde Osmanlı asırlarında hilye-i şerîfe levhalarının daha ziyade muhakkak-sülüs-nesih yazı nevilerinde kaleme alındığını, 20’inci yüzyıldan itibaren hilyelerin yazı formlarında sülüs ve nesihe ağırlık verildiğini ve gubârî hilye geleneğinin büyük ölçüde terk edildiğini söyleyebiliriz.


Peygamber sevgisinin müşahhas tezâhürü mahiyetindeki seyahat hilyeleri Osmanlı halkının talepleriyle hattatlar tarafından sıkça yazılıyordu. Uzun süreli yolculuklarda Peygamber âşıklarının yanlarında götürdükleri seyahat hilyelerini günümüzde koleksiyonlarda görmek mümkün.


İcâzet, sanatı hakkıyla öğrenerek icra etmeye ve öğretmeye hak kazananlara verilir. İcâzetnâme, hocanın talebesine itimadının bir göstergesidir. Bu itimat dolayısıyla talebe öz güvenini artırır.


Üstadı icâzetnameyi yazdığında talebe alın terinin, sabrının, azminin mükâfatını almış; artık sanatın anahtarı eline geçmiştir. Bundan sonra estetik vadisinde gidilecek yollar çalışma, alın teri, istişare ve gayret ile doğru orantılı olacaktır.


Hat sanatında belirli bir olgunluğa erişen öğrenci, hocasının talimatıyla icâzet levhasını yazar. Kimi örneklerde olduğu gibi icâzet alacak hat talebeleri, hocası ve diğer hattatların huzurunda icâzet levhalarını yazarlar ve böylece hattatlığa, ustalığa adım atmış olurlar. Hocaları talebelerinin hazırladığı levhaların altına icâzet kıtasını yazar.


Bir icâzet kıtasında talebenin yazısı, icâzet veren hocanın ve talebenin isimlerinin yanı sıra hayır duaları yer alır. Bazı icâzet levhalarında iki, üç ve daha fazla sayıda hattatın imzalarına da rastlanmaktadır.


Yıldız Holding İslâm Eserleri Koleksiyonu’ndaki hilyelerden ikisi icâzet hilyesidir. Günümüzdeki icâzet alacak talebelere marifetlerinin bir nişânesi olarak hilye-i şerîfe yazdırma geleneği Osmanlı asırlarına tarihleniyor. Bu iki adet icâzet hilyesi kitabımızda yer almaktadır.


Hat mekteplerinde, yazı müfredatını bitiren talebelere, hocaları tarafından icâzet makamına kâim, şahâdetname vesikası ya da bitirme belgesi verildiği de bilinmektedir.


Yazı Nevi: Muhakkak-Sülüs-Nesih


Hattatı: Hâfız Osman


Doğum Yeri ve Tarihi: İstanbul, 1052/1642-1643


Vefât Yeri ve Tarihi: İstanbul, 1110/1698


Ketebe: Ketebehû el-fakîru Osman el-mârûfu bi-Hâfız’ıl-Kur’âni gaferallâhu zunûbehû sene 1103


Yazılış Tarihi: 1103/1692-1693


Envanter No: 456


İç Ebadı: 25×40 cm.


Dış Ebadı: 60×75 cm.


Yazı Nevi: Muhakkak-Sülüs Nesih–Rikā‘


Hattatı: Seyyid Muhammed Ferîd en-Nakşîbendî


Doğum Yeri ve Tarihi: ?


Vefât Yeri ve Tarihi: ?


İcâzeti alan: Seyyid Muhammed Ferîd Nakşibendî


İcazeti verenler: Seyyid Hâfız Halil Hamâlî-Seyyid Hâfız-Mustafa Nûreddîn


Yazılış Tarihi: 1294/1877


Envanter No: 46


İç Ebadı: 41×56 cm.


Dış Ebadı: 56×71 cm.


Kitabımızdaki hattatların hemen hepsi Hâfız Osman yazı ekolünün talebeleri, dolayısıyla silsileleri Hâfız Osmân’a kadar uzanıyor. Hilyelere baktığımızda “kâbil-i irşâd olan üstad olur üstaddan” fehvasınca usta eliyle usta olmuş ve dahi ustalarını geçmiş talebelerin yazılarını görüyoruz. Buna örnek, Kazasker Mustafa İzzet Efendi’ye nisbetle talebeleri Hasan Rızâ Efendi’yi, Mehmet İlmî Efendi’yi, Hasan Sırrı Efendi’yi ve Hamit Aytaç’a nisbetle Hüseyin Öksüz’ü ve Fuat Başar’ı keza Kemal Batanay’a nisbetle Savaş Çevik’i ve yine Hasan Çelebi’ye nispetle Ferhat Kurlu’yu misal gösterebiliriz. Çünkü çırağı ustasını geçemezse yazı da sanat da tekâmül edemez.


Yazı Nevi: Sülüs-Nesih


Hattatı: Mehmed İlmî Efendi


Doğum Yeri ve Tarihi: İstanbul, 1255/1839


Vefât Yeri ve Tarihi: İstanbul, 1342/1923-1924


Ketebe: Sevvedehû el-Hâc Mehmed İlmî gaferallahu lehû âmîn sene 1319


Yazılış Tarihi: 1319/1901-1902


Envanter No: 106


İç Ebadı: 42×59 cm.


Dış Ebadı: 68×85 cm.


Yazı Nevi: Sülüs-Nesih


Hattatı: Ferhat Kurlu


Doğum Yeri ve Tarihi: Ordu 1976


Ketebe: Ketebehû Ferhâd’ul-Yesârî 1422


Yazılış Tarihi: 1422/2001-2002


Tezhibi: Fulya Saatçıoğlu


Envanter No: 133


İç Ebadı: 48×58 cm.


Dış Ebadı: 58×68 cm.


Not: Hattat Ferhat Kurlu’nun 23’üncü hilyesidir.

Yıldız Holding İslâm Eserleri Koleksiyonu sanatkâr ecdadımızın âsâr-ı atikasına sahip çıkarak oldukça önemli sosyal ve kültürel bir sorumluluk vazifesini yerine getiriyor. Bu örneklerin sayısının artırılarak güzellikler gibi mutluluklar da paylaşıldıkça çoğalır fehvâsınca sanatseverlerin, araştırmacıların, sanatçıların irfanına arz edilmesini önemsiyoruz.


Yazı Nevi: Sülüs-Nesih-Rikā‘-Gubârî


Hattatı: İbrahim Sükûtî Efendi


Doğum Yeri ve Tarihi: İstanbul, ?


Vefât Yeri ve Tarihi: İstanbul, 1250/1834-1835


Ketebe: Ketebehû es-Seyyidu İbrahim el-ma’rûf bi-Sukûtî min telâmîzi’l-merhûmu Osmân Efendi gaferallâhu zunûbehumâ ve setera ‘uyûbehumâ li-seneti elfin ve mieteyni erba’a ve selâsîne min hicreti men lehu’l-‘ızzü ve’ş-şerefu ve’s-se’âdetü.


Yazılış Tarihi: 1234/1819-1820


Envanter No: 99


İç Ebadı: 52×61 cm.


Dış Ebadı: 71×79 cm.


Yazı Nevi: Sülüs-Nesih-Rikā‘-Gubârî


Hattatı: İbrahim Sükûtî Efendi


Doğum Yeri ve Tarihi: İstanbul, ?


Vefât Yeri ve Tarihi: İstanbul, 1250/1834-1835


Ketebe: Ketebehû es-Seyyidu İbrahim el-ma’rûf bi-Sukûtî min telâmîzi’l-merhûmu Osmân Efendi gaferallâhu zunûbehumâ ve setera ‘uyûbehumâ li-seneti elfin ve mieteyni erba’a ve selâsîne min hicreti men lehu’l-‘ızzü ve’ş-şerefu ve’s-se’âdetü.


Yazılış Tarihi: 1234/1819-1820


Envanter No: 99


İç Ebadı: 52×61 cm.


Dış Ebadı: 71×79 cm.


Dünün ustalarıyla bugünün sanatçılarını aynı çatı altında buluşturan Aşkın Sûreti: Hilye-i Şerîfeler, hat ve tezhip sanatlarının estetik inceliklerini, Peygamber Efendimiz’e (sas) duyulan derin sevgiyle harmanlıyor. Asırlar boyunca hilye-i şerîfelerle süregelen bu kadim gelenek, sadece gözlere değil, gönüllere de hitap ederek manevî bir yolculuğun kapılarını aralıyor.


Bu benzersiz eserleri yakından görmek, hissederek okumak ve daha fazla bilgiye ulaşmak isterseniz, Yıldız Holding’de randevuyla ziyaret edebileceğiniz gibi sınırlı sayıda basılmış kitabımızı da edinebilirsiniz.


İnancımız odur ki, “Mutlu Et Mutlu Ol” felsefesini rehber edinerek sanat ve güzellikleri paylaştıkça çoğaltabilir; gönüllerimize yeni ufuklar açabiliriz.




Moscow.media
Частные объявления сегодня





Rss.plus




Спорт в России и мире

Новости спорта


Новости тенниса
WTA

Калинская вышла в 1/4 финала турнира WTA в Сингапуре






Неожиданный камбэк «Спартака» принес клиенту OLIMPBET 775 тысяч рублей

Великий писатель СССР сорвал трансфер легенды футбола в ЦСКА. Зачем Шолохов это сделал?

Детский омбудсмен Москвы взяла под контроль ситуацию с якобы убившей бабушку девочкой

Тошич стал игроком медийного клуба «СКА-Ростов»