Deprem şehitleri yalnız bırakılmadı: Kurtulanlar o anları anlattılar
6 Şubat’ta meydana gelen 11 ilimizin hissettiği Kahramanmaraş depreminin üzerinden tam 2 yıl geçti.
Suriye'den geliyor
Depremde kızı, damadı ve iki torununu kaybeden Suriyeli Hudem Hayati, onların mezarlarını ziyaret etmek için Suriye’den geldi. Mezar taşına dokunan Hudem Hayati, gözyaşları içinde çocuklarının adlarını fısıldadı. Acılı anne, iki yıl önce yaşadığı kaybın hala taptaze olduğunu belirterek, “O günden beri hayatım eskisi gibi olmadı. Her gün bu acıyla yaşıyorum” dedi. Mezarlığa gelen birçok aile gibi Hudem de kaybettiklerinin mezarını temizledi, çiçekler bıraktı ve dualar etti. En büyük acısının, torunlarını bir daha görememek olduğunu söyleyen Hayati, “Onların sesi hala kulaklarımda. Her gece rüyamda görüyorum” diyerek gözyaşlarına boğuldu.
"Yüreğimin yarısı burada"
Depremde yakınlarını kaybeden diğer aileler de birbirine sarılarak teselli bulmaya çalışıyor. Mezarlıkta duygu dolu anlar yaşanırken, küçük çocukların mezar taşlarına en sevdikleri oyuncaklar bırakılıyor. Türk bayrakları ile donatılan mezarlıklara gelen ziyaretçiler mezar başlarına çiçek bırakıyor, su döküyor, mezarların üzerini temizleyip, ağaç dikiyor. Depremin altıncı gününde enkaz altından kızının ve torununun cansız bedeninin çıkarıldığını paylaşan Ahmet Şekkel, “Yüreğimin parçası burada yatıyor. Sık sık ziyarete gelip kızıma ve torunuma dua ediyorum. Mezarlarına ağaç diktim. Evlat acısı başkaymış” diye konuştu.
"Sallanmasıyla yıkılması bir oldu"
Depremin ardından TOKİ konutlarına yerleşen aileler, yeni hayatlarına alışmaya çalışıyor ancak kayıpların acısı hala taze. Enkaz altında geçen uzun saatler, kaybedilen aile üyeleri ve geride kalan hatıralar, depremzede ailelerin yaşamında derin izler bırakmış durumda. Bu büyük felaketin yıldönümünde, hayatta kalanlar kaybettikleri sevdiklerini anarken, bir yandan da yeni bir hayat kurmaya çalışıyor. Depremde annesini ve bir kardeşini kaybeden 24 yaşındaki Tuğçe Kurt, “Depremi Ebrar Sitesi'nde yaşadık. Evde üç kişiydik. Annem, ben ve kardeşim. Sallanmasıyla yıkılması bir oldu. Hepimiz aynı yere düştük. Annem ağır yaralıydı, bu yüzden önce onu enkazdan çıkardılar. Hastaneye giderken iç kanaması oldu ve hayatını kaybetti. Kardeşim de enkaz altında kaldı, üç gün sonra kurtarıldı. Ancak bir kardeşim vefat etti, diğeri ise ağır darbeler aldığı için ampute edilmek zorunda kaldı” ifadelerini kullandı.
"Kızımın çeyizini kendime almışım"
Kahramanmaraş’ta depremde 22 yaşındaki kızını kaybeden Fatma Fıstık ise kızının evlilik hazırlıkları yaptığını ve nikahının kıyılmasından sadece dört gün sonra hayatını kaybettiğini söyledi. Fıstık, "Kızım Fatmagül'ün odası çökmüş. Biz koridorda eşim ve oğlumla buluştuk. 5 saat sonra enkazdan çıkarıldık ama kızım üç gün enkaz altında kaldı” dedi. Fıstık, TOKİ konutlarına taşındıktan sonra kızının çeyizini bağışlamak istediğini ancak son anda vazgeçmesini şöyle anlattı: "Bağışlamayı düşünmüştüm ama bir müftü, bunun bana bir miras olduğunu söyledi. Şu an kızımın eşyalarını bir odada saklıyorum ve ihtiyacım olanları kullanıyorum. Çeyizi kızıma almamışım, kendime almışım. Hep bir evim olsun istemiştim ama bu şekilde olmasını istemezdim"
Enkazdan jimnastik yarışmasında
Depremin 5’inci saatinde enkaz altından babası tarafından çıkarılan 9 yaşındaki Cemre Ülkü Özdemir, 6 Şubat’ı şu ifadelerle anlattı. “Duvar üstümüze yıkıldı. 5 saat orada kaldık, birbirimize seslendik. Kuzenimden ses çıkmadı, öldüğünü anladık. Babam kurtardı bizi, önce Kahramanmaraş’taki bir hastaneye gittik, her yerde cesetler vardı. Gaziantep’e ardından Konya’ya naklettiler. Konya’da ameliyat oldum. Birkaç ay yattıktan sonra Balıkesir’e fizik tedaviye gittim. Jimnastik kursuna gidiyorum şimdi. Yarışmaya katılacağım, ayağım çok iyi artık.”
"Mezarım bile kazılmış"
Depremin beşinci günü enkazdan çıkarılan Murat Vural, öğretmen kızını kaybetti. Kolu ampute edilen Vural, “Kızımla annesi Adana’ya gitmişti. Pazartesi okul başlayacak diye kızım pazar akşamı eve döndü. Sonra deprem oldu, kolonun düştüğünü gördüm kolumun üzerine. O esnada kızım geçti önümden yıkıntıyla birlikte. Sesi çıkmadı zaten öldüğünü anladım. 5 gün bekledim. Bağırmaktan sesim kısıldı. Ses yok, görüntü yok. Beni çok aramışlar, 5 günün sonunda karım tesadüfen sesimi duymuş. Mezarım bile kazılmış, cansızdır diye. Sonra enkazdan bir yol açıp beni çıkarıyorlar. Gaziantep’te kolumu ampute ediyorlar. İstanbul’a sevk edildim. 2 aya yakın tedavi gördüm, ardından çıktım. TOKİ’den hak sahipliğim vardı, daire çıktı, bir aydır evimdeyim eşimle birlikte. Yavrumuz yok artık hayatta” diye konuştu.
İşe gitmek için evden çıkarken depremin olmasıyla birlikte bina altında kalan Ayşegül Yıldırım, “Binadan çıkarken ayağımın kaydığını ve büyük bir kütlenin altında kaldığımı hatırlıyorum. Depremin üzerinden 18 gün geçtikten sonra Kilis’te gözlerimi açtım. Şu an yürüyemiyorum. Kardeşim de aynı şekilde. Benim akli dengem yerinde ama kardeşimin değil. Ona kardeşim bakıyor, bana da abim bakıyor” dedi.
O temelin yerinde sağlam binalar var
- Depremde yüzde 80’i yıkılan Nurdağı’nda yeni konutlar için ilk çalışma 24 Şubat 2023'te başladı. Şehir merkezine 3 kilometre mesafedeki Yeni Bademli Mahallesi’nde inşa edilen 456 konutta yüzlerce vatandaş huzurla oturuyor.
Yerinde dönüşüm bir aya teslim
- İlçe merkezinde geçtiğimiz yıl ocak ayında temeli atılan 48 blokluk 'Yerinde Dönüşüm' konutları da büyük oranda tamamlanmış durumda. Şantiye yetkilileri konutların bir aya kadar teslim aşamasına geleceğini söyledi.
Konteyner anahtarları camlı bölmeye
- İslahiye'de de işler yolunda. İlçeye inşa edilen TOKİ konutları büyük oranda tamamlandı. Konteyner kentler tek tek kaldırılıyor. Depremin ardından kurulan 7 konteyner kentten yalnız 2'si aktif durumda. Bir ay içerisinde bu iki kent de kaldırılacak. Yaşam Kent'te sistem otel gibi işliyor. Kapatılan konteynerlerin anahtarları dolaba alınıyor.
Yeraltından gökyüzüne doğru çıktı: Deprem profesörü ürküten görüntünün nedenini açıkladı
Bakan Kacır: Deprem bölgemizde bin 600 yeni işyerinin daha imarını gerçekleştireceğiz