Devrim devriliyor mu? İran siyasi ve ekonomik kriz ile karşı karşıya
Ekonomik kriz, yüksek enflasyon, işsizlik, bölgesel gerilimler ve dış baskılarla mücadele eden İran'da hükümet bu durumu aşabilmek için çeşitli reformlar yapmaya çalışsa da çözüm süreçleri 2025'teki ekonomik durum, iç ve dış etkenler nedeniyle daha da zorlaşıyor.
ABD'nin 2018'de nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilmesinin ardından, İran'a yönelik uygulanan ekonomik yaptırımlar şiddetlenerek sürüyor. ABD ve Batılı ülkeler, İran'ın nükleer programı nedeniyle baskılar uygulamaya devam ediyor.
Trump'ın yeniden "azami baskı" tehditleri
İran ile imzalanan nükleer anlaşmadan çekilerek Tahran'a karşı sert yaptırımlar uygulayan Donald Trump'ın yeniden ABD'de başkanlığa dönmesi ve "azami baskı" politikasına döneceği yönündeki tehditler, devrimin 46. yılında İran'ı daha büyük bir krize sürüklemesinden endişe ediliyor.
İran'ın ekonomik durumu, özellikle 2018'de ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesi sonrasında kötüleşti. Trump yönetimi, Tahran'a yönelik ekonomik yaptırımları sertleştirdi. Bu yaptırımlar, İran'ın petrol ihracatını büyük ölçüde kısıtladı ve ülkenin döviz rezervlerini eritti. Dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip İran'ın petrol üretimi Petrol Bakanlığının verilerine göre, günlük 3 milyon varil civarında kaldı. Bu rakam 2018'de günlük 4 milyon varile kadar çıkıyordu.
ABD'nin yaptırımları nedeniyle, İran'ın dış ticaret hacmi de oldukça sınırlı kaldı. Çin ve birkaç Asya ülkesi dışında, Batı ile ticaret yapmak oldukça zorlaştı. Swift sistemine İran'ın erişiminin kısıtlanması, bankacılık işlemlerini de sekteye uğratmış durumda.
Ülkede enflasyon, 2016'da nükleer anlaşmanın yürürlüğe girerek yaptırımların kaldırıldığı dönemde 26 yıl aradan sonra ilk kez yüzde 9'a gerilemişti. ABD'nin 2018'de anlaşmadan çekilerek yaptırımlar uygulamasından sonraki süreçte ise enflasyon yüzde 52,1'e kadar çıktı. İran İstatistik Merkezinin verilerine göre, geçen yıl enflasyon yüzde 32 oldu. Buna rağmen halkın hissettiği enflasyonun çok daha yüksek olduğu görülüyor.
Trump'ın dönüşüyle birlikte ulusal para birimi her gün tarihi düşüş yaşadı. Bugüne gelindiğinde 91 bin tümeni gören dolar kuru İran ulusal para birimine karşı bir ayda yüzde 20'den fazla değer kazandı. Bu, ülkenin dış ticaretini zorlaştırıyor ve halkın alım gücünü önemli ölçüde düşürüyor.
Bölgedeki etkisi ve caydırıcılığı azaldı
İran, tüm bu gelişmelerin ortasında son zamanlarda bölgedeki müttefiklerinin aldığı darbelerle sarsıldı. İlk olarak İsrail'e karşı mücadele eden Hizbullah'ın aldığı darbelerle caydırıcılığının önemli bir parçasını yitirmesi ve sonrasında da Tahran'ın yıllarca mali ve askeri destek sağladığı Suriye rejiminin aralık ayında çökmesi, İran'ın bölge genelinde "direniş cephesi" olarak adlandırdığı ve kendi caydırıcılığının bir parçası olan eksen için büyük bir kayıp oldu. Bu gelişmeler de İran'ın bölgedeki etkisini ve caydırıcılığını uzun yıllar sonra ilk kez bu kadar ciddi şekilde tehdit ediyor.
Enerji zengini ülkede elektrik sıkıntısı
İran, bölgedeki nüfuzunun azalmasının yanında birçoğu Trump döneminde başlatılan kapsamlı yaptırımlardan kaynaklanan ekonomik sorunlar ve bunlarla bağlantılı olarak enerji sorunlarıyla da boğuşuyor. Dünyanın en büyük doğal gaz ve petrol rezervlerine sahip ülkelerinden biri olan İran, son aylarda ekonomik yaptırımların ağır baskısı, yetersiz altyapı yatırımları ve hızla artan enerji talebi nedeniyle tarihinin en ciddi enerji krizlerinden birini yaşıyor.
Enerji tedarikindeki aksaklıklar ve sanayi sektöründeki kesintiler, ülke ekonomisine milyarlarca dolarlık zarar verirken halkın günlük yaşamını ve temel altyapı hizmetlerini de doğrudan tehdit ediyor. Derinleşen enerji krizi, ülkeyi ekonomik olarak zorlarken tarım gibi hayati sektörler ile sosyal ve siyasi alanda dahil çok boyutlu bir çıkmazın eşiğine sürüklüyor.
İran hükümetine ait verilere göre, ülkede, günlük 350 milyon metreküplük doğal gaz açığı ve 17 elektrik santralinin devre dışı kalması nedeniyle sanayi üretiminde yüzde 30 ila 50 oranında bir düşüş yaşanacağı öngörülüyor. Bu durumun zaten büyük bir krizde olan İran ekonomisine milyarlarca dolarlık kayıp olarak yansıyacağından endişe ediliyor.
İran'ın iç meseleleri ve dış politikadaki belirsizlikler, halk üzerinde de derin bir etki oluşturuyor. 2025'in başlarında, hükümetin çeşitli ekonomik reformlar önerdiği görülse de dış baskıların ve iç ekonomik zorlukların bu reformların başarılı olup olmayacağını zorlaştıracağı düşünülüyor. İran, bu zorlu döneminde, hem iç politikada hem de uluslararası ilişkilerde çözüm arayışlarını sürdürüyor.